Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez Bankası'nın bu tedbirlerinin işe yaramadığı daha önce görüldü. Döviz almak isteyenler, Merkez Bankası faizinin yüzde 15'den yüzde 17.25'e yükselmesi nedeniyle paralarını döviz yerine faize yatırmayı düşünmez. Merkez Bankası'nın gecelik faizi yükseldiği için bankalar likiditelerini kurutmaz. Döviz ihtiyacı olanlar Merkez Bankası döviz satıyor diye döviz alımını durdurmaz.Açık anlatımıyla Merkez Bankası'nın bu kararları işe yaramaz görünüyor. Çözümsüzlüğün temelinde ekonomide olan biteni Büyük Türk Büyükleri'nin doğru teşhis edememesi var. Bu nedenle doğru politikalar belirlenemiyor ve de ekonomi bir türlü sağlığa kavuşamıyor. Dağ Fare doğurdu. Üç gün önce "faiz artışı işe yaramaz" diyen Merkez Bankası, üç gün sonra davul zurna çalarak Para Piyasası Kurulu'nu topladı ve faiz artırdı.Bankaların elindeki paraları yüksek faiz ile çekerek piyasadaki Türk Parasını azaltacağını, buna karşılık piyasaya döviz satacağını ilan etti. (1) Mevcut göstergeler iyi değerlendirilemiyor. (2) Kısa dönemde ekonomide değişimi izlemeye imkan verecek göstergeler yok. (3) Piyasada iki para birimi bir arada yaşıyor. Türk parası ve döviz aynı zamanda işlem görüyor. Birinden diğerine geçiş çok kolay. Merkez Bankası'nın Türk parasını kontrol gücü zayıf. Dövizi kontrol gücü hiç yok. (4) Hükümet dışarıda ve içeride güven yitirdi. Güven onarmak için hiçbir şey yapmıyor. (5) Merkez Bankası da giderek dışarıda ve içeride beceriksizliğini ispat ediyor.Merkez Bankası'nın faizi artırması,döviz satması yepyeni bir tedbir değil ki.. Bugüne kadar elindeki bu iki silahı kullandı. Faiz ile oynadı. İşe yaramadı. Döviz sattı. İşe yaramadı. Maliye Bakanı elindeki tek silahı kullandı. Yabancı yatırımcıları vergi muafiyeti tanıdı. İşe yaramadı.Büyük Türk Büyükleri ya durumun farkında değil, ya da milletle dalga geçiyor. Döviz fiyatındaki artış bir türlü durdurulamaz ve de millet ne yapacağını bilemez durumda iken bir Türk şirketinin olağan toplantısına katılmak için Londra'ya giden Merkez Bankası Başkanı konuşuyor : "İpler elimizde. Piyasaları seyretmiyoruz. Ekonominin şöförü koltuğundayız. Her şey kontrolumuz altında" , diyor (Bu sözlere gülmek gerek. Ama gülecek halimiz yok) Merkez Bankası ve bakanlarımız şaşkın ortalıkta dolanırken Sayın Başbakan Antalya'da AKP Kampı'nda konuşuyor: "Gemi sağlam. Mürettebat çok tecrübeli. Kurdaki harekete bakmayın. Irak Savaşı sırasında da öldük bittik dediler. Bakınız ayaktayız. Geçer." (Bu sözlere gülmek gerek. Ama gülecek halimiz yok.) Beceriksizlik dizboyu Dünyada esen rüzgarların Türkiye'de fırtına yaratması ile giderek büyüyen Cari Açığa (döviz açığına) dayalı saadet zinciri koptu. Yüksek faiz ve ucuz dövize dayalı olarak Türkiye'ye sıcak para akıtanlar şimdilerde Türkiye riskinden kurtulma arayışında. Ucuz dövize ve ucuz döviz faizine güvenerek büyük rakamlarda döviz borcu yükü altına giren şirketler, bir an önce döviz satın alarak döviz risklerini azaltmak arayışında. İşte bu nedenle dövize iki farklı kaynakdan talep var.Döviz girişi yavaşlayıp döviz talebi artınca, döviz fiyatı her gün yükselmeye başladı.Önce doğru teşhise sonra doğru tedaviye ihtiyaç var.Bu sorunun kaynağı yüksek faiz ve ucuz dövizin neden olduğu Cari Açık ama, acaba şimdilerde piyasadaki döviz talebinin kaynağı nedir? Türkiye riskinden korkan yabancılar mı? Açık pozisyon (döviz borçlarını) kapatmak isteyen bankalar ile özel şirketler mi? Paniğe kapılan ve Türk Parasından dövize dönmek isteyen halkımız mı? Bunların bilinmesi gerekli. Çünkü talebin kaynağına göre alınacak tedbir, yapılabilecek olanlar farklıdır.Bugün başlayan hafta çok önemlidir. Merkez Bankası'nın dünkü kararlarından sonra bugün piyasada döviz fiyatlarındaki artış duracak mı, devam mı edecek? Fiyat artışının devam etmesi sorunların boyutunu artırır. guras@milliyet.com.tr Başbakan umursamıyor