Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bakanlar Kurulu "deprem sigortası" için kanun hükmünde bir kararname yayımladı. Bu kararname 10 Temmuz 2000 tarihinde yürürlüğe girdi. Sigorta şirketleri, deprem bölgesindeki yeni binaları 10 yıl için bütün doğal afetlere karşı sigortalamak yükümlülüğü altına sokuldu. Fakat sigorta şirketleri "biz bunu yapamayız" diyor.
       Çünkü Bakanlar Kurulu, başka ülkelerde benzeri olmayan ve de yabancı "reasürans şirketlerinin" (sigorta şirketlerini sigortalayan şirketlerin) kabul etmediği bir sigorta sistemini ortaya koydu.
       Önce Bakanlar Kurulu'nun getirdiği "deprem sigortası" sistemini anlatayım:
       (1) Birinci ve ikinci derece deprem riski olan 27 ilde, 135 belediye sınırındaki tüm yeni binalar sigortalanacak. Bu sigorta sisteminin temeline, ilkelerine aykırı. Sadece yüzde yüz risk taşıyan işler sigortalanmaz.
       (2) Sermayesinin en az yüzde 51'i uzman mühendis ve mimarlara ait "yapı denetim şirketleri" kurulacak. Yapı sahipleri mutlaka böyle bir şirket bulup yapıyı denetletecek. Bu şirketler yapı denetimi karşılığında yapı bedelinin yüzde 4'ü ile yüzde 8'i arasında ücret alacak. Bu ücreti yapı sahibi ödeyecek.
       (3) Denetleme şirketi, "yapı kullanma izni" verildikten sonraki 10 yıl için, yapının taşıyıcı elemanlarından, 2 yıl için diğer inşaat bölümlerinden sorumluluk taşıyacak.
       (4) Denetleme şirketi, yapının taşıyıcı elemanlarındaki mali sorumluluğu karşılığı bir sigorta şirketine sigorta yaptıracak. Bu sigorta için, yapının devamı boyunca, değişik taksitlerle yapı bedelinin yüzde 1.3'ü oranında bir sigorta primini (ücretini) sigorta şirketine ödeyecek.
       (5) Yapı sahibini "yapı kullanma izni" verildiği" tarihten itibaren sigorta şirketinin sorumluluğu başlayacak. Sigorta şirketi yapının taşıyıcı elemanları için 10 yıl süre ile risk taşıyacak.
       (6) Bir deprem olduğunda yapı sahibi doğrudan sigorta şirketini arayarak hasarının ödenmesini isteyecek. Hasar tarihindeki yenileme - yeniden yapma maliyetleri üzerinden sigorta şirketi denetim şirketinin kusuruna bakılmaksızın hasarın tamamını yapı sahibine ödeyecek.
       Sigorta şirketleri bu tür bir sigortanın imkansızlığını savunuyor. Diyorlar ki,
       (1) Sadece birinci ve ikinci derecede deprem riski taşıyan bölgeler için getirilen bu zorunlu sigorta, sigorta sisteminin riski dağıtma ilkesine aykırıdır. Büyük bir risk ortaya koymaktadır.
       (2) Sigorta şirketleri her sigorta işleminde riskin bir bölümünü üzerlerinde tutup, kalanı yurtiçinde ve dışında sigorta şirketlerini sigorta eden reasürans şirketlerine devrederler. Bu tür zorunlu doğal afet risklerini kapsayan bir sorunlu sigortanın dünyada benzeri olmadığından bu tür sigortalar için reasürans imkansızlığı var. Hiçbir Türk şirketi de bu büyüklükte riski üzerinde taşıyamaz.
       (3) Sigorta işlemlerinde genelde bir yıllık mukavelelerle risk üstlenilir. Deprem sigortasında, sigorta şirketi primi (ücreti aldıktan sonra 10 yıl sorumluluğu hiçbir fon biriktiremeden devam ediyor. Hem de sorumluluğu 10 yıl içinde hasar halinde o günün maliyetlerine bağlı bir sorumluluk. Sigorta şirketi on yıl ileriye dönük büyük riskleri taşıyamaz. Sayın okuyucularım işte "deprem sigortası" bu nedenle belirsizlik içinde. Hükümet "yapacaksınız" diye diretiyor. Sigorta şirketleri "yapamayız, yaparsak batarız" diyor.



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr