Her gün sorarlar: "- Hocam, devalüasyon olur mu? Hocam, ne zaman devalüasyon olur? Hocam, ne kadar devalüasyon olur?" Ben de soranlara bıkmadan anlatırım, "- Ne devalüasyonundan söz ediyorsunuz? Farkında değil misiniz?.. Bizde her gün devalüasyon oluyor... Devalüasyonun ölçüsü enflasyon... Ne kadar enflasyon, o kadar devalüasyon... Arada sırada devalüasyon, arada sırada enflasyon geride kalıyor... Sonra geri kalan koşa koşa öbürüne yetişip, önüne geçiyor..."
Bu anlattıklarımın ne demek olduğunu yaşayan bir aileyiz. Türk lirası kazanıp, dolar ödeme yapanları "devalüasyon delip de geçiyor". Bizi de deldi geçti...
1990 yılında kızımız Amerika'da okumaya kalktığında, biz karı koca Türk lirası maaş alarak kızımızın okul masrafını dolar olarak nasıl öderiz diyerek direnecek oldum. Karım "Mülkiyelilik tasladı": "Dolar 2.711 Türk lirası. Kızımız okulu bitirinciye kadar olsa olsa 10 bin lira olur... O kadarını da öderiz!.." diyerek kızımızı yolladı. Kızımız Brown Üniversitesi'ni 1994 Mayıs ayında bitirdiğinde dolar 30 bin liraya çıkmıştı. Colombia Üniversitesi'ni 1997 Mayıs ayında tamamladığında 100 bin lira olmuştu. Bugün politikacılarımızın becerisi ile 400 bin liraya ulaştı.
Şimdi karım soruyor: "- Doların fiyat artışı ne zaman duracak? Her gün böyle artmaya devam edecek mi?"
Maalesef Türkiye'de "dolarizasyon olayı" (açık anlatımıyla halkın büyük bölümünün tasarruflarını dolara ve marka bağlaması olayı) Türk lirasının devamlı değer kayıbına halkın tepkisini önlüyor.
Parasının bir kısmını dolara ve marka bağlayanlar, dolar ve mark ile kira alanlar, ceplerinde üç beş dolar veya mark olanlar, günlük devalüasyonlarla Türk lirası değer kaybettikçe nerede ise düğün bayram ediyor: "Oh... Oh... Bizim dolarlar, marklar değer kazandı" diyor. Farkında değiller ki Türkiye çöküyor. Ekonomi çöküyor. Doların ve markın değer artışı gerçeği yansıtmıyor. Enflasyonun büyüklüğünü gösteriyor.
Biz Türkiye'de oturup, dünyada olup bitene üzülürüz... "Ahhh zavallılar krize girdi... Ahhh zavallılar devalüasyon yaptı" diye başkaları için gözyaşı dökeriz. New York Times gazetesinin her pazar günü seyahat ekinde yayımlanan bir tablo vardır. Burada her ülkenin parasının bir yıl önceki ve son hafta içindeki değeri gösterilir. Ben bu tabloya bir sütun daha ekledim. Yıllık değer değişimini (açık anlatımıyla ülke parasının 1 ABD doları karşısındaki değerinin nasıl eridiğini) yüzde olarak hesapladım. Tabloyu aşağıda göreceksiniz. Bakınız bizden rezil ülke var mı? 11 Mayıs 1998 tarihi ile 10 Mayıs 1999 tarihi arasında 1 yıllık sürede Türk lirası dolar karşısında yüzde 55.7 oranında değer kaybı ile dünya şampiyonu olmuş. Biz güya devalüasyon yapmadık. Krize girdi, batıp çıktı, devalüasyon ile kurtuldu diye üzüldüğümüz Brezilya'nın parasının değer kaybı bizden kadar az... Yunan parası yüzde yarım değer kaybetmiş.
Görüyorsunuz... Devalüasyon ne ki? Biz her gün yapıyoruz.
(Not: Tabloda bir şeye daha dikkatinizi çekerim. Türk lirası kadar rezil bir para var mı görünüz. 1 dolar 10 Mayıs'ta 390.253.00 Türk lirası... Ne kadar çok sıfırlı bir para!.. Hani bir zamanlar bol sıfırlı İtalyan lireti vardı. O bile çookkk gerimizde kalmış. 1 dolar 1.751.00 liret.)