Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bizim devlet kötü devlet. Devlet küçülsün. Ama biz işadamlarına daha çok teşvik verilsin. Batan şirketler Londra Yaklaşımı ile devlet tarafından kurtarılsın. Devlet bizim batık bankalara para akıtsın. Devlet ihale açsın, vergi almasın, ama yollar, okullar yapsın, mahkemeleri düzeltsin, can ve mal güvenliğimizi sağlasın. Devlet küçülsün. Ama hiçbir memur işten çıkarılmasın, maaşları artırılsın. İşçilere ek ikramiye verilsin. Erken emekli olsun. Maaşından vergi, primi kesilmesin.
Devlet küçülsün. Ama KOBİ’ye, esnafa, sanatkara, bakkala daha çok kredi versin. Kredi faizini düşürsün. KDV’yi kaldırsın. Piyasaya para akıtıp, talebi canlandırsın. Devlet dışarıdan bol döviz bularak piyasaya akıtsın. Millet ucuz ucuz alışveriş yapsın.
Bizim devlet kötü devlet. Devlet küçülsün. Ama Emekli Sandığı, SSK ve Bağ - Kur da adam olsun... Bu kadar prim kesilmesin. Emekli aylıkları artsın. Sağlık yardımı artsın. Hastanelerde sıra beklemek olmasın.
Bizim devlet kötü devlet. Küçülsün... Ama devlet bize iş versin. Aş versin. Özel sektörde zaten iş yok. Devlet de memur, işçi almıyor. Böyle devlet olur mu?
Sayın okuyucularım. Sayın halkım... Ne istediğimizi bilelim. Yanlış şeyleri tartışmayalım.. Biz bu ülkede "insanca yaşamak istiyoruz". İnsanca yaşamamız Güçlü Büyük Devlet ile mümkün olabilir.
Devlet, "kamu çıkarını" koruyan güçtür. Kamu çıkarı, ülkede yaşayan insanların "halkın" ortak çıkarıdır.
Bir ülkenin vatandaşı iki kaynaktan beslenir. (1) Kendi yarattığı katma değeri tüketir. (2) Kamunun yarattığı değeri kullanır. İnsanların ortak çıkarı (kamu çıkarı) ile insanların kişisel çıkarı her zaman uyum içinde olmaz. Çakışabilir.
Devletin sorumluluğu, insanların kişisel çıkarlarının kamu çıkarını zedelemesine mani olmaktır. Kamu çıkarı zarara uğrar ise, kamunun yarattığı değerden kamunun hizmetinden yararlanan milyonlarca insan olumsuz etkilenir.
Devlet, askerdir, polistir, hakimdir, öğretmendir, tapu memurudur. Ben neden askere para vereyim? Ben neden polisi besleyeyim? Tapu memurundan bana ne diyerek her kişi kendi başına "ahkam keser ise" devlet yok olur.
Gelelim ana noktaya: Bizim sorunumuz devleti küçültmek değildir. Devlet harcamalarını bütünü ile kısmak değildir. Devletin yanlış harcamalarını azaltıp, kaynaklarını halkın insanca yaşamasının yolunu açacak biçimde kullanmasını sağlamaktır. Devlet, kendi kaynaklarını emen asalaklardan kurtulacak ki, büyüsün, serpilsin, halkı için daha iyi okul, daha iyi hastane yapsın. Mahkemeleri düzeltsin.
Bir de rakamlara bakalım. Devletten geçinenlerin sayısını hatırlayalım: 2 milyon 210 bin sivil memur, 350 bin subay devletten maaş alıyor. KİT’lerde 377 bin, diğer kamu kuruluşlarında 262 bin işçi ücretli olarak çalışıyor. Emekli Sandığı’ndan her ay 1 milyon 268 bin, SSK’dan 3 milyon 262 bin, Bağ - Kur’dan 1 milyon 240 bin kişi emekli aylığı alıyor. Bunlara sağlık yardımı yapılıyor. Devlet bankalara kaynak aktarıyor. Özel sektör firmalarına teşvik dağıtıyor. İhracatçıya, esnafa, çiftçiye ucuz faiz ile dağıtılan kredinin farkını devlet ödüyor. Devletin faizini ödeyemez hale düştüğü bu iç borç nereden ortaya çıktı? Devletin parası olmadığı halde işçiye, memura zam yapmak ve de sanayiciye, tüccara, çiftçiye, esnafa ucuz kredi dağıtmak sevdasından başımıza bu dertler geldi...
Eeee... Söyleyiniz bakalım... Sorun, devleti mi, yoksa devletten geçinenleri mi küçültmekte?