Bundan 16 ay önce 2002 yılı Ocak ayı sonunda dolar 1 milyon 314 bin lira dolayında idi. Geçen hafta sonu dolar 1 milyon 500 bin liradan satıldı.
On altı ayda TEFE'ye göre hesaplanan enflasyon yüzde 43'ü aşmış iken dolar fiyatındaki artış sadece yüzde 14 dolayında kalmış. On altı ayda dolar fiyatı enflasyon oranında artsa idi dolar 1 milyon 900 bin liradan satılacaktı. Bu hesabı yapanlar, hele hele 1 milyon 700 bin liradan dolar alanlar, olan biteni anlayamıyor.
Genel kanı, dolar fiyatının anormal biçimde ucuzladığı şeklinde...
Gözlerini dolar fiyatına dikerek yorum yapanlar, 'euro' denilen bir başka para biriminin olduğunu unutuyor... Euro ile dolar arasındaki ilişkiyi dikkate almıyor.
On altı ay önce 2002 yılı Ocak ayı sonunda euro 1 milyon 138 bin lira dolayında idi. Geçen hafta sonu euro 1 milyon 720 bin liradan satıldı.
On altı ayda TEFE'ye göre hesplanan enflasyon yüzde 43 dolayında iken euro fiyatı yüzde 50 dolayında arttı...Açık anlatımıyla Türk liralarını euro'ya çevirenler geçen 16 ayda enflasyonun üzerinde bir değer artışına sahip oldu.
Acaba doların fiyatı enflasyon kadar artmazken, euronun fiyatı nasıl oldu da enflasyondan fazla arttı?
Çünkü dünya piyasalarında dolar değer kaybederken, euro değer kazandı. Bundan 16 ay önce 1 euro bozduranın eline sadece 0.86 dolar geçiyordu. Şimdilerde 1 euro bozdurana 1.14 dolar ödüyorlar. On altı ayda euro dolara karşı yaklaşık olarak yüzde 32 dolayında değer kazandı. Dolar euronun karşısında yaklaşık yüzde 32 oranında eridi.
İşte bu nedenle parasını dolara bağlayanlar doların fiyatı enflasyon kadar artmıyor, devamlı ucuzluyor diye ağlaşırken, parasını euroya bağlayanların sesi çıkmıyor.
Bütün bunlardan sonra gelelim ana konuya... Halkımızın da, işadamımızın da, devletimizin de hem dolar, hem euro ile ilişkisi var. Bu nedenle Merkez Bankası döviz fiyatını bir döviz sepetinden izliyor. Bu sepet (1 dolar + 77 euro)dan oluşuyor.
Merkez Bankası dış ve iç enflasyonu dikkate alarak (ve de 1995 yılı döviz fiyatlarını 100 kabul ederek) bir 'Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi' düzenliyor. Endeksin büyümesi TL'nin değer kazandığını, küçülmesi ise değer kaybettiğini gösteriyor. 100'ün altındaki endeks değerleri dövizin üzerindeki değerler ise TL'nin baz yılına göre daha değerli olduğuna işaret ediyor.
Nisan ayı sonuçlarına göre döviz sepeti karşısında Türk lirası, geçen yılın haziran ayından bu yana devamlı değer kazanmış. 2002 yılı ortalamasına göre yüzde 5 dolayında değerli ama, öyle çok büyük kur ayarlaması gerektirecek bir durum yok...
Özetlersek sorun, dolar tutanların ve de dolar ile ihracat yapanların sorunu. Çünkü dolar euro karşısında değer kayberdiyor. Euro tutanlar ve euro ile ihracat yapanlar için sorun yok. Döviz sepeti (1 dolar + 77 euro) hesabına dayandığından ve de bu sepette doların payı daha büyük olduğundan sepete bağlı reel döviz kuru hesaplamasında TL'nin küçük bir miktar değer kazandığı görülüyor. Ama bu değer artışı henüz önemsenecek ölçüde değil.
2001 | 2002 | 2003 | |
Ocak | 148.1 | 130.3 | 119.2 |
Şubat | 138.4 | 135.8 | 122.7 |
Mart | 113.5 | 138.4 | 123.5 |
Nisan | 101.2 | 143.7 | 127.5 |
Mayıs | 114.2 | 133.4 | |
Haziran | 111.8 | 118.9 | |
Temmuz | 105.1 | 107.6 | |
Ağustos | 98.9 | 112.2 | |
Eylül | 98.5 | 115.2 | |
Ekim | 96.6 | 119.0 | |
Kasım | 107.4 | 123.7 | |
Aralık | 116.3 | 125.7 | |
Yılık ort. | 112.5 | 125.3 |