Salıdan bu yana kafalar gene karıştı. “N’oluyor? Dolar fiyatı gene tırmanmaya mı başladı?
Dolar bundan sonra 1.70 TL’nin üzerinde mi kalır? Sadece doların değil altının da fiyatı artıyor. Daha ne kadar artar?”
Dolardaki kıpırdanmaya değerlendirme kuruluşu Moody’s’in açıklamaları yol açtı. Moody’s, Doğu Avrupa’daki resesyonun dünyanın diğer bölgelerindeki resesyonlardan daha etkili olabileceğine dikkat çekti. Bu durumun, yerel bankalarla bunların ortağı olan Batı Avrupa bankalarının üzerinde baskı oluşturacağı ve yatırımcıların bölgeye yönelik kaygılarını derinleştirebileceği uyarısında bulundu. (Milliyet Ekonomi, 17 Şubat 2009)
Diken üzerindeki piyasalar bu haberden paniğe kapıldı. Dış piyasalarda euro değer kaybetti. Dolar değer kazandı.
Bu gelişmeler bizi de etkiledi. Bu gelişmelere ek olarak piyasalar IMF paketindeki gecikmenin faturasını da dolar fiyatına bindirdi. Çarşamba günü dolar fiyatı 1.70 TL’yi aştı.
Moodys’in raporu sadece dolar/euro eşitliğini sarsmadı. Borsaları da sarstı. Doğu Avrupa ülkeleri ve Rusya borsaları çöktü. Bizim borsamız Doğu Avrupa ülkeleri ve Rusya Borsası ile aynı pakette değil. Ama bu defa bizim borsa da aynı pakete konuldu.
Bu gelişmeler bizi de etkiledi. Salı günü borsada endeks yüzde 4 düştü.
Dün borsa endeksinde toparlanma görüldü.
Bu arada altın fiyatları da (talebe bağlı olarak) arttı. Cumhuriyet altınının fiyatı salı günü 333 TL’den 348 TL’ye çıktı. Çarşamba günü (dün) 351 TL oldu.
Altına talep arttı
Altın fiyatındaki artışın nedeni dünyada altına olan talebin artmasıdır. Parası olanlar, bu paralarını bağlayacak “sağlam kazık” bulamıyorlar. Eskiden getirisi olmadığı için altını tercih etmeyenler, şimdilerde getiriyi düşünmez oldu. Tek dertleri ana parayı kaybetmemek. İşte bu nedenle büyük miktardaki paralarla altın satın alınıyor. Altın satın alınınca da, patlayan talebin sonucu olarak, fiyatı artıyor.
Bu ön açıklamalardan sonra gelelim halkımızın durumuna... (1) Halkımız ne yapıyor? (2) Halkımıza ne önerilir?
1) Halkımız, “Dolar 1.70 TL’nin üzerine çıkarsa daha önce aldığım dolarları satarım” derdi. Doların 1.70 TL olması halinde cepten ve döviz mevduat hesaplarından dolar satışı olacağı ümit edilirdi. Şimdilerde dolar fiyatı yükselince halkımız dolar satmıyor. Güven yitirdi. Doların fiyatı daha da artar beklentisi başladı. Bu nedenle, dolar fiyatındaki kıpırdanma, tersine, alım getiriyor. Halk dolar fiyatında artış başladı diyerek yüksek fiyata bakmadan dolar satın alıyor.
Bu riskli (tehlikeli-kumar türü) bir davranıştır. Halkın dolar alıp satarak para kazanması çok güçtür. Para kaybetmesi kolaydır.
Riski unutmamak gerekir
Halkımız dolar satarak eline geçecek TL‘yi (a) Harcardı, (b) Bankada faize yatırırdı. Halkımızın morali bozuk. Para harcamıyor. Bankalar mevduat faizini yüzde 24’lerden yüzde 14’lere çekti. Yüzde 12’lere çekmeye çalışıyor. Bu durumda mevduat faizinin cazibesi kayboluyor.
Halkımız, işte bu nedenle, dolar fiyatı beklediği rakama ulaşmış olsa bile dolarını bozduramıyor. Tersine, elindeki TL ile, pahalı da olsa dolar satın alıyor.
Altın fiyatlarının yükselmesi karşısında halkımız elindeki altını satıyor. Altın satan çok, altın alan yok. Altın satan, eline geçen TL’yi harcamıyor. Dolar fiyatı daha da artacak diyerek fiyatına bakmadan, (pahalı fiyatla da olsa) dolar satın alıyor.
İşte bu tabloda dolar fiyatını gereğinden daha hızlı tırmandırma başarısını gösteriyoruz(!)
2) Halkımıza ne önerilir? Halkımız ne yapacağını bilir. Halkımıza öneri yapılamaz. Sadece bilgi verilir. Uyarıda bulunulur.
Dolar fiyatı normalin üzerinde hareket içine girmiş olabilir. Fiyatının devamlı yükseleceği hesabıyla dolara yönelmenin riskini hesap etmekte, bu hesaba göre dolar almakta, satmakta yarar vardır. Fakat unutulmaması gereken şudur:
Dünyada da Türkiye’de de kısa ve uzun dönemde dolar fiyatının ne olacağını kimse bilemez. Bu nedenle, dolar almaya-satmaya karar verecekler kimseden yardım beklememelidir. “El aklı” ile dolar alınıp satılmaz.