Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye’de uygulanan IMF destekli programda döviz fiyatı dalgalanmaya bırakıldı. Döviz fiyatının oluşmasına kimse müdahale etmeyecek... Merkez Bankası bile ‘şöyle olsa iyi olur, böyle olsa kötü olur’ demeden, olan bitene seyirci kalacak. Fiyat ekonomik güçlerin arz ve talebine bağlı olarak dalgalanacak, dalgalana dalgalana durulacak. Bir yerlerde oturacak.
Bunlar ‘kağıt üzerinde’ doğru. Türkiye’nin bugünkü durumunda bu sistem işlemiyor. Çünkü kriz ekonomiyi ezdi. Ana oyuncular piyasadan çekildi. Piyasada gerçek arz ve gerçek talep yok. Döviz arz ve talebi ‘ekonomik’ değil, "spekülatif!’ Dövizi satanlar, döviz getiren ekonominin gerçek oyuncuları değil. Talep edenler yatırımcı, üretici gibi gerçek oyuncular değil. Bugünkü oyuncular, TL’ye güvenmeyip, parasını dövize bağlayan halk, şirketler ve bankalar.

Bu üç oyuncunun bekleyişleri dalgalanınca, ‘kafaları bulanınca’, piyasayı dalgalandırıyor. Söylentiler, bekleyişlerle ‘döviz fiyatı ucuzlayacak’ havasına girenler, dövizden TL’ye dönmeye başlıyor. Üç kuruşluk döviz piyasaya dökülüyor ve ‘gıdım gıdım’, her gün fiyatın inmesine neden oluyor.
Derken efendim ‘hava tersine dönüyor’. Şu veya bu nedenle iniş durduğunda, ‘panik başlıyor’. Daha önce ‘üç beş dolarını bozdurarak TL’ye geçenler’ döviz almaya başlıyor. Bu defa döviz fiyatı tırmanışa geçiyor. Tırmanışa geçince bu üç oyuncu alımı hızlandırıyor. Tırmanış böylece sürüyor.
BDDK Başkanı’nın açıklamasından öğrendik ki, bankalarda döviz açığı yok. Açıklarını kapatmak için piyasaya girmeleri söz konusu değil. Ama kasalarında kredi olarak kullanamadıkları, yaklaşık 5 milyar dolarlık likit TL ve döviz var. Bunu her gece Merkez Bankası’na faiz karşılığı yatırıyorlar. Çok tabii risklerini korumak zorundalar. Faizi cazip görürler ise TL olarak faize yatırıyor. Dövizin yükseldiğini görürler ise döviz alıyorlar. Üç dolar döviz alınca da ‘bankalar alıma geçti’ deniliyor. Döviz fiyatı tırmanıyor.

Gelelim şirketlere. Şirketler döviz kurundaki yükselmeden zarar gördü. Çoğunun döviz kredisi var. Bu döviz kredilerinin anapara taksidi ve faizi için bir köşede döviz tutmak zorundalar. Ama döviz fiyatı ucuzladığında dövizleri bozdurarak faize yöneliyor. Döviz fiyatı yükselmeye başlayınca korkudan hemen döviz alımına başlıyor. Üç kuruşluk döviz satın aldıklarında, "şirketler alıma geçti, fiyatlar yükseldi" oluyor.
Aynı durum halk için, Ayşe Hanım Teyzem için de söz konusu. Döviz fiyatı düşmeye başlayınca halk elindeki üç doları "fiyat yüksek iken Türk lirasına çevirme paniğine" kapılıyor. Yükselirken ise tersi oluyor. Üç lirası, beş lirası ile döviz alıyor. İşte bu üç oyuncunun ufak da olsa döviz satışları dövizin kademe kademe inmesine, ufak da olsa satışların tırmanışına yol açıyor.
Ekonomi çalışıncaya kadar ekonominin gerçek oyuncuları, gerçek döviz üreticileri, gerçek döviz kullanıcıları piyasada ağırlık kazanıncaya kadar "dar alanda paslaşmalar" sonucu bu iniş çıkışlar devam edecek. Ama, ihracat iyi gidiyor, turizm mevsimi başlıyor, dış krediler geliyor. Yıl sonuna kadar dövizin bitme tehlikesi yok.