Akka Muhafızı Cezzar Ahmet Paşanın torunu... Sülüoğlunda çiftliği, çubuğu var. Fransada eğitim görmüş. Sanata meraklı. Hiç evlenmemiş.Başkan seçilince bugün Edirnenin tarihi yapılarından biri olarak ayakta duran belediye binasını kendi parasıyla yaptırmış. Şehri imar etmek için kaynak arayışında, Müslümanlara mevlit okutur, Hıristiyanlara balo düzenler bağış toplarmış. Resme merakı nedeniyle sanat okulu müdürü, zamanının iyi ressamlarından Hasan Rızayı desteklemiş. Belediye binasında bugün Hasan Rızanın çok sayıda yağlıboya tablosu asılı.Belediye binasının toplantı salonunda 1903 yılı Edirne Belediye Meclisi üyelerini resmeden çok büyük bir yağlıboya tablo var. Ortada Belediye Başkanı Dilaver Bey oturuyor. Yanında ve arkasında 6 Müslüman, 6 gayrimüslim belediye meclisi üyesi, İstefan, Çividi, Yorgi, Ropen, Benarona, Varilahi (Rum, Bulgar, Romen, İtalyan, Ermeni, Musevi üyeler) ve Hüseyin Akif, İhsan, Ahmet, Hüseyin, Albay Nazif, Dr. Cemil beyler.Dilaver Bey, belediye başkanı olunca, belediye meclisi üyeleriyle sanat mektebi müdürünü ve mühendislerini, Fransa ve Avusturyaya götürmüş. Onlara büyük şehirleri gezdirmiş. Sonra Edirnenin imar planını yaptırmış, imar faaliyetine başlamış. Bugün kullanılan geniş yolların çoğunu açmış.Şehrin su ve lağım sorununu çözmüş. Kaleiçi diye anılan bölgeyi canlandırmış. Osmanlıların "payitaht"ı Edirne, Dilaver Bey döneminde derlenip toparlanmış.Dönelim bizim "Deli" Dilaver hikayemizin acı sonuna... Balkan Savaşında Bulgarlar Edirneyi işgal ettiklerinde Dilaver Bey (o zaman başkan olmadığı halde) belediye binasına koşmuş. Bulgarlar onu belediyede yakalamış. Kaburgalarını kırmış. On gün hastanede yatmış. Sonra vefat etmiş. Ressam Hasan Rıza ise, yağlıboya tablolarını saklamak için Karaağaçtaki atölyesine gittiğinde, Bulgar askerlerince kurşunlanarak öldürülmüş. Edirne Valisi Fahri Yücel 46 yaşında öldü. Dün toprağa verildi. Fahri Yüceli nisan ayında tanıdım. Edirnede yaptıklarını gördüm. Kısa sürede çok şey yapmıştı. Hayranlığımı belirtince bana, Edirnede yaptığı olağandışı işler nedeniyle "Deli" diye anılan Belediye Başkanı Dilaver Beyin hikayesini anlatmıştı. Dilaver Bey, 1898 - 1903 ve 1907 - 1910 yılları arasında iki dönem Edirne Belediye Başkanı Başkanlığı görevinde bulunmuş. Bilindiği gibi Osmanlılar Rumeliye Çanakkale Boğazını aşarak 1354 yılında geçti. Edirne 1365 yılında alındı. 1365 yılında başkent oldu. Osmanlı askeri örgütü ve Enderun okulu Edirnede kuruldu. Osmanlılar Edirnede çok sayıda eser yaptı. Edirneye Deli Dilaverden yıllar sonra bir de "Vali Yücel" geldi... Vali Yücel, Deli Dilaverin çizgisinden yürüdü.1958 yılında Zonguldakta doğan Fahri Yücel "Mülkiye"liydi. Dört yıldır Edirnede valilik yapıyordu. Eşi Perihan Yücelle birlikte gerçek anlamıyla güzel ve uyumlu bir çift, örnek bir yönetici tipine sahipti. İkisi de uzun boylu, güler yüzlü, sağlıklı görünümlü olan vali ve eşi, Edirnedeki tarihi eserlerin onarımı ve Edirnenin turizm potansiyelinin öne çıkarılması için çok şeyler yapmıştı. ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözenle birlikte Edirnede valinin gayretiyle gerçekleşen değişimi gördük.Edirne müdafaası için şehir çevresine yapılmış 18 tabyanın en büyüğü "Hıdırlık Tabyaları"nın kazısı bitmişti. 1609 yılından kalma Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı restore edilerek uluslararası fuar merkezine dönüştürülüyordu. 1450de Sultan II. Murat zamanında yapımına başlanan "Yeni Saray" restore ediliyordu. Erken Osmanlı dönemi camilerinden "Darül Hadis Camii" ibadete açılmıştı. "Şahabeddin Camii"nin onarımı tamamlanıyordu. Bir zamanlar hapishane olarak kullanılan "Deveci Han" onarılarak kültür merkezine dönüştürülmüştü. İstanbulda bu büyüklükte bir kültür merkezi yoktur. Muradiye Camiinin onarımı devam ediyordu. Tarihi Meriç (Mecidiye) Köprüsü başındaki Gümrük Karakol binası restore edilerek belediyeye devredilmişti. Şehir içindeki İtalyan kilisesi, sinagog, Tütünsüz Baba Türbesi restore ediliyordu. Hadrianus Kalesinin ayakta kalan burçları ve eski saat kulesinin çevresi temizlenmişti. Arkeoloji parkı haline getirilmişti.Şehir içinde tarihi değeri olan çok sayıda bina, vakıf tarafından satın alınarak onarılmıştı. Bunların bir kısmı müzeye dönüştürülmüştü. Bazıları kamu kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının kullanımına verilmişti.Nisan ayı sonunda görüp yaptıklarına hayran olduğum vali haziran ayı başında karın ağrısı şikayetiyle hastaneye başvurmuş. Meğer kanser hastalığına yakalanmış. Kanser, bu genç ve başarılı valiyi kısa sürede aldı götürdü. Kızı Ayşegül Yücelin, eşi Perihan Yücelin ve Edirnelilerin başı sağ olsun. guras@milliyet.com.tr Örnek bir yöneticiydi