Temmuz ayında TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi) yüzde 0.58 oranında, ÜFE (Üretici Fiyatları Endeksi) yüzde 1.25 oranında arttı. TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) bu rakamlarına bakarak değerleme yapanlar, temmuz ayında enflasyonun, hem tüketici hem üretici için “korkulan” ölçüde artmamış olduğunu söyleyecektir.
Geliniz görünüz ki, tüketici TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına bakarak sevinemiyor. Tüketici ve üretici, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki zamma bakarak üzülüyor. Tüpgaz, dolmuş, otobüs zamları bekleniyor. Çünkü bu zamlar tüketicinin yaşamını güçleştiriyor, üreticinin maliyetlerini altüst ediyor.
1 Temmuz’da elektriğe yüzde 21 oranında zam yapıldı. Elektrik fiyatları 6 ayda yüzde 45 oranında arttı.
Doğalgaz fiyatlarına bu ay konutlarda yüzde 16.8, sanayide yüzde 18.7 oranında zam geldi. Doğalgaz fiyatları yılbaşında konutlarda yüzde 7.4, sanayide yüzde 6.5 oranında, haziran başında konutlarda yüzde 7.4, sanayide yüzde 8.3 oranında artırılmıştı. Doğalgaz fiyatları 6 ayda yüzde 29 oranında arttı.
Enerjide dışa bağımlıyız
Enerjide yüzde 73 oranında dışa bağımlıyız. Dışarıda petrol fiyatları arttıkça önce petrolün, daha sonra petrol fiyatına bağlı olarak değişen doğalgazın ve kömürün fiyatı artıyor. Bu fiyat artışları bizim kontrolümüz dışında.
Doğalgazın (kabaca) yüzde 57’si elektrik üretiminde, yüzde 22’si sanayide, yüzde 22’si konutlarda kullanılıyor.
Doğalgaz fiyatı artınca sanayinin girdi maliyeti artıyor. 10 milyon konutta doğalgaz kullanan 40 milyon insanın doğalgaz faturası artıyor.
Elektrik fiyatı artınca elektriğin yüzde 48’ini kullanan sanayinin girdi fiyatı artıyor. Tarımda sulama maliyeti artıyor. Konutlarda aydınlatma maliyetleri artıyor.
Dışarıdan kaynaklanan bu fiyat artışlarını önlemenin tek yolu, maliyet artışını devletin üstlenmesi, fiyatları sabit tutmasıdır. Bunu söylemek kolay, yapmak zordur.
2007 yılının ilk 6 ayında enerji ithalatına 14.7 milyar dolar ödenmişti. Bu yıl aynı dönemde 24.3 milyar dolar ödendi. Açık anlatımıyla, fatura geçen yıla göre 6 ayda 10 milyar dolar arttı. Devletin yılın sadece 6 ayına ait bu 10 milyar dolarlık fiyat farkını tüketiciye ve sanayiciye yansıtmadan bütçeden karşılayabilmesi imkânsızdır.
Zamdan kaçınılamaz
O zaman ne olacak? (1) Tüketici doğalgaz ve elektrik zamlarını cebinden karşılayacak. Doğalgaz ve elektrik faturasındaki artış kadar diğer tüketimini kısacak. (2) Sanayicinin maliyetleri artacak. Doğalgaz ve elektriğin maliyet artışındaki yükünü fiyatlara yansıtamayan sanayici güç durumda kalacak. Özellikle ihracatçı, fiyatlarla oynayamayacağından, ihracatı sürdürmekte zorlanacak.
Burada tartışılması gereken, döviz fiyatlarında yükselişe yol açarak (gerçekçi kur uygulamasıyla) ihracatçının maliyet artışındaki yükünün hazmedilebilir ölçülere indirilip indirilemeyeceğidir. Döviz fiyatı yükselirse, ihracatçı enerji faturasındaki yükün altından kalkabilir. Ancak unutulmamalıdır ki döviz fiyatı yükseldiğinde elektrik ve doğalgaza yeni ve önemli zamlar yapılması zorunluluğu ortaya çıkar.
İşte bu nedenle tüketici de, üretici de TÜFE ve ÜFE’ye bakarak fiyat artışını değerlendiremiyor. Şimdilerde tüketicinin de üreticinin de sorunu elektrik ve doğalgaz zamları... Ve de, tüpgaz, petrol, mazot, fuel-oil fiyatlarındaki artış. Kışa doğru dolmuşa, otobüse de zam gelecek.