Enflasyonu düşürdük... Tabii ki, bunda bizde uygulanan politikaların rolü var. Ama enflasyon sadece bizde değil, bütün dünyada sorun olmaktan çıktı... Ne oldu da böyle oldu?Bütün az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler "döviz kıtlığından mustarip"tir. Kıt olduğu için de dövizin fiyatı devamlı artar. Döviz fiyatı, enflasyonu körükler. Enflasyon ücret artışını körükler. Böylece bir kısır döngü başlar. Ekonomideki her oyuncu, döviz fiyatının ve dolayısıyla enflasyonun artacağı bekleyişinde, fiyatını, ücretini yükseltmeye çabalar...İşte bu tabloda enflasyon, yüzde yüzlere tırmanır.1900'lü yılların sonlarında, iktisatçılar bu kısır döngünün kırılmasını sağlayacak bir formül geliştirdi. Denildi ki, döviz fiyatı bir kazığa (çıpaya) bağlanırsa, fiyat ve ücret artışı talepleri, çabaları da kontrol altına alınabilir. Yıllık enflasyon 1999 yılında yüzde 69 idi, 2000 yılında yüzde 39 oldu, 2001'de gene 69'a yaklaştı. 2002'de 29 oldu. 2003'te 18'e indi, 2004'te 9'a indi. 2005'te 7'yi görünce sevindik... Şimdilerde yüzde 5'in altına inmesini bekliyoruz. Bu formül bizde de denendi. Döviz çapaya bağlandı. 1999 yılında yüzde 69 olan fiyat artışları bir yılda yüzde 39'a indi. Ama biz çapayı tutturamadık. Sürdürülebilir bir düzen kurulamadı. Çapadan "dalgalı kur"a geçildi. Dalgalı kura geçildi ama, dalganın kabarmaması, ülkeye bolca döviz girmesine bağlıydı.İşte o sırada dünya üzerinde "gökten dolar yağmasına yol açan" rüzgârlar esmeye başladı.Rüzgârların gökten bir şey yağdırması, rüzgâr hareketini oluşturan yüksek ve alçak basınç merkezlerine bağlıdır. Balkanlar üzerinde yüksek basınç, Basra'da alçak basınç oluşur. Rüzgâr bir yandan öte yana eserken, Türkiye üzerinde yağmur bırakır. Bu bizim kontrolümüzde olmayan bir oluşumdur.Dostum Ege Cansen'in anlatımıyla, Türkiye'ye 2001'den sonra yağan döviz yağmuru da böyle oluşmaktadır. ABD yüksek dış ticaret açığı veriyor. Asya ülkeleri (özellikle Japonya ve Çin) yüksek ticaret fazlası veriyor. Bu nedenle döviz rüzgârı bir yandan öte yana esiyor. Başka ülkelerde benzeri görüldüğü gibi, Türkiye üzerine de döviz yağdırıyor.Ülkenin üzerine döviz yağınca, döviz bollaşıyor. Döviz bollaşınca fiyatı düşüyor. Döviz fiyatı düşünce, fiyat ve ücret artışları yavaşlıyor. Sonunda enflasyon düşüyor.Döviz yağmuruna ek olarak çok çok önemli bir gelişme de, Çin'in ve Asya ülkelerinin dünya pazarına bol ve ucuz mal sunmalarıdır. Bu ucuz mallar bir yanda doğrudan ucuzluk yaratırken, öte yanda, rekabet endişesindeki üreticileri maliyetleri aşağıya çekmeye ve fiyatları kontrol altına almaya zorlayarak enflasyonu dolaylı olarak frenledi. Gökten dolar yağıyor Tabii ki bu iş bu kadar basit değil. Merkez Bankası'nın para-faiz politikalarının buna katkısı var. Hazine borçlanırken farklı faiz oranlarıyla borçlanıyor. Döviz ve YTL ile borçlanıyor. Bu uygulama faiz oluşumunu etkiliyor. Maliyenin bütçe açığını küçültme ve de her yıl milli gelirin yüzde 6.5'i oranında faiz dışı fazla hedefini tutturmasının buna katkısı var. Ama sonuç önemli. Enflasyon kontrol altına alınmış durumda.Bu tablonun en sakat yanı, bunun "sürdürülebilir bir durum olup olmamasında"... Çünkü (1) Bu uygulamada ülkenin cari açığı (döviz açığı) giderek büyüyor. Ülkeye döviz yağmurunun durması halinde sistem tersine dönecek. (2) Döviz yağmurunu coşturan yüksek reel faiz, ülke halkına büyük yük getiriyor. Faizin aşağıya çekilmesi halinde döviz yağmurunun kesilip kesilmeyeceği bilinmiyor.Enflasyonun kontrol altına alınması küresel bir harekettir. Türkiye bu küresel hareketten nasibini almıştır. Dikkat edilmesi gereken enflasyondaki başarıyı sürdürebilmektir. Kalıcı olmalı 1995 2000 2005Latin Amerika 36.0 2.5 2.1Ortadoğu 39.2 5.9 10.0Bağımsız devletler - 224.6 12.6Orta ve diğer Avrupa - 22.7 4.8Afrika 35.2 13.1 8.2Euro bölgesi - 1.4 1.6Türkiye 78.9 39.0 7.7 Kaynak: IMF World Economic Outlok. Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Raporlar guras@milliyet.com.tr Enflasyon oranları bütün dünyada geriledi (Tüketici fiyatları artışı) (Yüzde)