Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bizanstan bu yana "erguvan veya mor" İstanbulun dağını taşını renklendirir.Boğazın iki yamacındaki erguvan ağaçları ne kadar kesilirse kesilsin, kalanlar gene de belli bir süre şehri renklendiriyor. Yeni dikilenler rengin kaybolmasını önlüyor.Bu yıl soğuklar uzayınca erguvanlar doğru dürüst açamadı. Ama açanlar da uzun süre yaşadı. Bu hafta erguvanların son haftası. Artık dökülüyor. Dökülen erguvan yaprakları ağaçların dibini mora boyuyor. Bir süre önce gazeteci Zeynep Göğüş, İstanbulda "bir erguvan ağacı dikelim" kampanyası başlatmıştı. Bu kampanyadan mı nedendir genç erguvan ağaçları sayısı artmaya başladı.İstanbul giderek yeşilleniyor. Bina yapmak için kesilen ağaçların yerine yeni yeni ağaçlar dikiliyor. Ağaç ve çiçek sevgisi giderek artıyor. Öncülüğü İstanbul Belediyesi Genel Sekreterliği döneminde Tuğrul Erkin yaptı. Yurtdışından yetişmiş ağaç ithal ederek yolları ağaçlandırmaya başladı. Daha sonraki dönemde belediye yolları ağaçlandırma yanında çiçeklendirmeye de özen gösterdi. Şimdiki belediye de ağaçlar dikiyor. Yol kenarlarına çiçekler ekiyor.Halkın da ağaca ve çiçeğe ilgisi arttı. Her mevsim ağaç dikilebilme imkanı ortaya çıktı. Boğazın iki yakasında yeşillenmeyen yer kalmadı.İnsanlarımız şimdilerde ağacı, çiçeği daha çok seviyor.1999 yılında İstanbulda Galatasaraydaki Yapı Kredi Kültür Merkezinde "Bizansın Mor Bin Yılı" isimli bir sergi açılmıştı. Bu sergide "erguvan ve mor" rengin İstanbul için anlamı, önemi anlatılıyordu.Bu sergi vesilesiyle Bizans döneminde İstanbul için yazılmış şiirlerin çevirileri de yayımlanmıştı. "Konsül Kyros" bakınız altı yüz yıl önce Bizansın İstanbulunu nasıl şiirleştirmiş:Ben de yürüdüm bu sokakta,durup denize baktım bu balkondan.Asker, rençber ya da imparatordum,ne fark eder! Yaşadımsizin yaşadığınız gibi,kalabalık, gürültülü bir kentin,orasında burasında.Ayasofyaya girdim kutsal günlerdeazizlerin suretlerine baktımtaşlara sütunlara sürdüm elimi,ta derinden zamanın akışını dinledim.Şarap içtim denize karşı,kavga ettim, aşık oldum, seviştim.Yitik uygarlıklar, hayaletlere benzer.Yaşamımıza girip çıkarlar,hiç beklemediğiniz anlarda.Bir kitap, bir resim,bir yapı, bir ad,çoktandır unuttuğumuz bir yüz gibidirkalabalıkta. Konuşur birden,uzaktan uzağa, anımsatır kendini.Şimdilerde erguvan sadece İstanbulun ağacı olmaktan çıktı. Ankarada Çankaya semtinde sokak aralarında çok sayıda erguvan ağacı var. Diğer şehirlerde de erguvan ağacını dikmek, yaşatmak mümkün. Eğer çevrenizde erguvan ağacı var ise, bu mevsimin son morluklarının zevkini alınız. Çevrenizde erguvan ağacı yok ise, bir erguvan ağacı da siz dikiniz. Gelecek yıl erguvan erguvan açar. guras@milliyet.com.tr Erguvan - mor "İstanbulun rengidir." Bizans İmparatorlukları, Sultanahmetteki Büyük Sarayın "mor oda"sında doğar, "erguvan" kaftan giyerdi. Semih Rıfata göre, Osmanlı nasıl ki, "İznik mavisi" ile simgelenir ise, Bizansın rengi de "erguvan veya mor"dur.