ABD Merkez Bankası, "borsadaki şişkinliğin havasını almak, borsanın hızla şişerek patlamasını önlemek" için faiz oranlarını artırdı.
ABD'de faiz oranları "teorik olarak" serbest... Fakat Merkez Bankası'nın belirlediği faiz oranı faiz sisteminin temelini oluşturuyor. Bono, tahvil, kredi ve mevduat faizleri Merkez Bankası faiz oranının çevresinde oluşuyor.
ABD Merkez Bankası faiz oranlarını 0.25 puan (bir puanın dörtte biri) artırınca, aynı gün bankalar da kredi ve mevduat faizlerini bu ölçüde ayarladı.
(ABD'deki faiz oranları hakkında bir ara bilgi: Uzun vadeli kamu tahvili faizi yüzde 6.5, özel sektör tahvili 7.5 dolayında. Vadesiz banka mevduatına yüzde 2, bir yıl vadeliye yüzde 5 dolayında faiz ödeniyor. Tüketici kredisi yüzde 9.0, konut kredisi yüzde 7.5 - 8.0 dolayında.)
ABD ekonomisi tarihinde görülmemiş bir büyüme içinde. Büyüme 107 aydır sürüyor. Ortalama büyüme yüzde 4 dolayında. Tüketim ve yatırım harcamaları görülmemiş biçimde artıyor.
Korkulan, bu çılgın büyümenin enflasyonu azdırması, borsadaki hızlı artışın, bir krize neden olması. ABD ekonomisi faize çok hassas. Merkez Bankası genelde faiz oranını her defasında 0.25 düşürüyor veya artırıyor.
Faiz oranı 0.25 artırılınca bakınız neler oluyor:
- Borsaya yönelen fonların bir bölümü faize kayıyor.
- Faizin cazibesiyle insanlar tasarruflarını artırıyor.
- Faiz arttığı için tüketici kullanımı azalıyor. Tüketiciler daha az otomobil alıyor. Ev kredisi kullanımında frene basılıyor. Kredi kartına dayalı çılgın harcamalarda yavaşlama oluyor.
- Pahalı ticari kredi, yatırımların ve üretimin çılgınca artışını ve ekonominin ısınmasını önlüyor.
Merkez Bankası ekonomiyi gözlüyor... Ekonomi rayına oturduğunda, ekonomide hafif yavaşlama (durgunluk) başladığında bu defa tersini yapıyor. Faizi 0.25 puan düşürüyor.
ABD Merkez Bankası'nın faiz oranını 0.25 puan artırması, (1) Acaba bizi nasıl etkiler? (2) Acaba biz bundan ne ders alabiliriz?
(1) Türkiye şu günlerde dünya piyasalarından kredi arayışı içinde. Dünya piyasalarındaki faiz oranları genelde ABD Hazine bonosu ve tahvili faiz oranlarına dayalı olarak oluşuyor. ABD'deki faizin artması bizim borçlanma maliyetimizi yükseltecektir.
(2) Bizde Merkez Bankası (a) Faiz oranlarını ABD'dekine benzer biçimde belirlemiyor, (b) Merkez Bankası faizden çok döviz fiyatı ile uğraşıyor, (c) Borsa, tüketim harcamaları, yatırım ve üretim, ABD'deki gibi faize hassas değil.
Bizde Merkez Bankası dövizi "kazığa bağladı". Döviz fiyatını sabit tutmaya çalışıyor. Faizi serbest bıraktı. Faizi kontrol etmek için sadece piyasaya çıkacak para miktarını sınırlamaya çalışıyor. Para miktarını sınırlamakla faizin genel seviyesi kontrol edilebilir ama, faiz oranı (ABD'de olduğu gibi 0.25 puan kadar hassas bir şekilde) sabitlenemez.
Bizde sadece borsa faize karşı hassas. Faiz gerilediğinde ve hatta son defa olduğu gibi yüzde 100'den yüzde 30'lara indiğinde tüketim harcamaları hemen artmıyor. Yatırımlar başlamıyor. Üretim hızlanmıyor. Ekonomi faize karşı kısa sürede tepki göstermiyor.
Sadece faiz yükseldiğinde, özellikle repo faizi arttığında borsadan faize para kaçışı görülüyor.
Bizde Merkez Bankası borsadaki şişmelere veya hareketsizliğe karşı ABD'dekine benzer bir ilgi göstermiyor. Borsa ile ilgilenmiyor. Sadece enflasyon rakamına bakıyor.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr