Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nedir bu Seyrantepe olayı?İstanbul'da, Maslak - Levent yolu ile TEM otoyolunun kesiştiği noktada, bir yanı orman, bir yanı otoyol, 384 dönüm yeşil alan var. Burası kamu arazisi ve de imar planında kentin yeşil alanı, nefes alacağı alan olarak işaretlenmiş. İmara yasaklanmış.Ama, İstanbul'da kamu arazileri peşinde koşanlar var. Bu araziye önce profesyonel kooperatifçiler göz koymuş. Profesyonel kooperatifciler, kurdukları kooperatiflere İş Bankası ve İMKB personelini üye kaydetmiş. Sonra bu kuruluşların isimlerini kullanarak, imara kapalı bu yeşil alanların, konut kooperatiflerine satışı için hükümetten karar çıkarttırmış. (22.12.2003 ve 2003 / 6657 sayılı karar). Milliyet'in günlük spor gazetesi "Taktik"te, İstanbul'da Seyrantepe'de Galatasaray Futbol Kulübü'ne tahsisi söz konusu olan arazi ile ilgili bir haber vardı. Fenerbahçe Kulübü yöneticilerinin "bir rant kapısı olduğu"nu ileri sürerek bu tahsisi önlemeye çalışacağına işaret ediliyordu. Kooperatifler kamu arazisine el koyarken, Galatasaray yönetimi de atağa geçmiş. Aynı arazinin 30 yıllık üst kullanım hakkını, yıllık 700 milyar TL bedel ile elde etmiş. Galatasaray yönetiminin hedefi, bu araziye büyük mağazalar, konutlar yaptırmak, bunların geliri ile de bir stadyum inşa ettirmek.Resme Galatasaray dahil olunca, profesyonel kooperatifçiler Galatasaray'a yaklaşmış. "Bu işi beraber yapalım. Biz araziyi alalım. Size 50 dönüm arazide bir stadyum yapalım, tapusunu verelim... Geri kalanına karışmayın" demiş...İşte Seyrantepe olayı bu... Göreceksiniz... Yakında sorun çözülür. Yeşil alanda inşaat başlar. Bir yanda stadyum, öte yanda kooperatif evleri yükselir... Çünkü bir futbol kulübünün gücünün önünde kimse duramaz. Futbol kulübü (renkleri ne olur ise olsun) istediğini elde eder...Mesele Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe meselesi değil. Mesele sosyal bir oluşum...Önce, diğer tüm spor dalları unutuldu. Futbol öne çıktı. Şimdi de "futbol" bir spor dalı olmaktan çıktı," sınırlanamaz bir güç "haline geldi. Yeşil alan imara açıldı Bir futbol kulübünün, hele hele 3 büyüklerden birinin yönetimine gelmek, bir siyasi partinin, bir büyük sermaye grubunun yönetime gelmekten daha önemli... Bir büyük futbol kulübüne taraftar olmak insanlara "ayrıcalık - üstünlük - güç" veriyor...İşin daha tehlikeli yanı 3 büyüklerin Ankara'da sivil ve askeri yönetimdeki etkinliğinin giderek artması. Başbakanından bakanına, üst bürokratına kadar sivil yönetimde tepe noktadakiler kulüp yandaşlıklarıyla övünüyor. Ordunun tepe noktasındaki kumandanlarımız açık seçik kulüp yandaşlıklarını sergiliyor.Ankara'nın, siviliyle askeri ile futbol "zafiyeti", 3 büyüklerin gücünün giderek sınırlandırılamaz hal almasına yol açıyor. Olay spor ve futbol sınırlarını aşıyor.Futbol kulüpleri, kamu imkanlarını, devlet kaynaklarını cömertçe kullanır, harcar hale geliyor.İstanbul 3 futbol kulübü tarafından paylaşılır hale geldi. Bir ona... bir buna ... derken, şehir yapısı yozlaşır oldu. Ama kulüp taraftarlığının tepkisini almak istemeyenler seslerini çıkaramıyor.Futbol kulüplerine antrenman sahası olarak kamu arazileri tahsis ediliyor. Kulüp bu araziyi yap - satçı'ya devrediyor. Kulüp hatırına o arazi için imar durumu değiştiriliyor. Araziye gökdelen dikiliyor. Kamuya ait (halkın vergileriyle yapılmış) stadyumlar kulüplere 99 yıllığına devrediliyor. Kulüp stadyumu gecekondu gibi büyütüyor, üzerine demir perdeler takıyor, şehrin en güzel görüntüsü rezil oluyor. Kimse sesini çıkaramıyor.Yapacak bir şey yok da... Bu işin sonu nereye gidecek? İşte o belli değil. guras@milliyet.com.tr Sivil - asker futbol hastası