Hazine salı günü yüzde 21.54 faizle borçlanabildi. Halbuki geçen yılın sonunda yüzde 16.21 faizle para bulabiliyordu.
Hazine’nin faizi bütçeden ödeniyor. Bütçeden faize giden para halkın cebinden çıkıyor. Bu paranın yüzde 70 dolayındaki kısmını halkımız maydanoz alırken, dolmuşa binerken ödediği KDV ve ÖTV gibi vergilerle ödüyor. Faiz arttıkça halkın cebinden çıkan para artıyor. Halka hizmet parası azalıyor.
Hazine neden yüksek fiyatla borçlanıyor? (1) Hazine iç borcu çevirmek zorunda. Borcu çevirmek demek, vadesi geldiğinde borcun bir bölümünün anaparasını ve faizini ödemek için tekrar borçlanmak demek. Hazine temmuzda 20 milyar YTL, ağustosta 17 milyar YTL borç ödeyecek. Bu ödemeleri yapmak için tekrar borçlanmaya mecbur.
(2) Merkez Bankası halkı ve bankaları enflasyon ve faiz artırımı bekleyişine itti. Parası olan, Merkez’in faizi artırmasını bekliyor. Bu nedenle düşük faizle Hazine’den bono satın almak isteyen yok.
(3) İç borç yükü o kadar ağır ki, Hazine’nin “Faiz yüksek ise bekleyelim” deme şansı yok. Hazine’nin açıklamasına göre, iç borç nisan ayı sonu itibariyle 268 milyar YTL. Bunun 69 milyar YTL’si kamu kuruluşlarına, 199 milyar YTL’si piyasaya olan borç.
Bütçeyi faiz yiyor
Faiz artırımı olmadan da Hazine faizi yüksekti. Martta Hazine’nin piyasaya ödediği reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) yüzde 10.36 oranında. 2008 bütçesinin gelir gider kalemlerinde önemli değişiklikler oldu.
Son durumu bilemiyoruz. Ama TBMM’de kabul edilen haliyle bütçenin toplam 222 milyar YTL olarak öngörülen toplam harcamalarının 56 milyar YTL’si (yüzde 25’i) faize gidecek, kalan 166 milyar YTL ile, maaşlar, ücretler ödenecek, yatırımlar yapılacak, halka hizmet verilecekti.
Bütçe hazırlanırken Hazine’nin yüzde 16’lar dolayında faizle borçlanabileceği tahmin ediliyordu. Faiz tırmanışa geçtiği için bütçeden faize ayırılan 56 milyar YTL yetmeyecek.
Halbuki hükümet bütçede faiz dışı fazla oranını kısarak, değişik harcamalardan tasarruf yaparak, GAP’a, Güneydoğu’ya, mahalli idare harcamalarına para aktarmaya çalışıyordu.
Daha önce 38 milyar YTL olarak belirlenen faiz dışı fazla hedefini azaltarak ve buradan 5-7 milyar YTL kesinti yapılarak GAP’a ve hükümetin artırmayı düşündüğü diğer harcama kalemlerine para bulunacaktı.
Yüksek faizi halkımız ödüyor
Geliniz görünüz ki faiz oranları yıl sonuna kadar bu yüksek çizgide kalırsa, bütçeye en az 10 milyar YTL yük getirir.
Şimdi de gelelim faiz artırımına gerekçe olan söylemin ne ölçüde doğru olduğuna. Ne deniliyor? “Faizi artırmazsak, yabancılar kaçar. Sıcak para çekilir gider.“ Acaba toplam 268 milyar YTL olan iç borç kâğıtlarının (bono ve tahvilin) ne kadarı yabancıların elinde?
Yüksek faiz nedeniyle yabancıların ellerinde tuttukları, (aldıkları-satmadıkları) iç borç kâğıtlarının toplamı ne? ANKA Ekonomi Bülteni’ni hazırlayan Naki Bakır’dan aldığım rakamlara göre, yılbaşında yabancıların elindeki iç borç kâğıtlarının toplamı 39.5 milyar YTL (31.7 milyar dolar) idi. Şimdilerde 35 milyar YTL (27.5 milyar dolar) dolayında. İşte “Faizi yükseltmezsek kaçar” denilen para, bu para.
İşte yurtdışındaki kara bıyıklı ve bıyıksız yabancılardan gelen bu kadarcık para alma uğruna yüksek faizi sineye çekiyoruz. Halkımız ekmeğinden keserek yüksek faizi ödüyor.