Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Bilindiği gibi, Yaşar Grubu, bir sanayi grubu iken, Selçuk Yaşar'ın özel ilgisiyle 1975 yılında süt ve süt ürünleri, 1985 yılında entegre et sanayii, daha sonraki yıllarda besicilik ve yem sanayii gibi tarım ve gıda sektörlerinde genişleyen büyük bir özel sektör kuruluşudur.Selçuk Yaşar'dan bir mesaj aldım. Mesajın özeti şu: "Önümüzdeki yıllarda dünya 3 şeyi konuşacak: Enerji, su ve protein" diyor. Küresel ısınmanın karada, denizlerde, iç sularda, havada ortaya çıkardığı değişim nedeniyle insanların protein gereksiniminin giderek ciddi bir sorun haline geleceğine dikkat çekiyor. Yaşar grubunun kurucusu Selçuk Yaşar, "Pınar Deniz Ürünleri" şirketini kurarak, 1985 yılında Ege kıyılarında ilk kültür balıkçılığını başlatan işadamımızdır. Pınar deniz ürünleri şirketi 1987 yılından bu yana taze ve dondurulmuş deniz ürünleri ihracatını sürdürüyor. Selçuk Yaşar diyor ki: "Kişi başı gelir arttıkça protein talebi, tarımsal (bakliyat ve tahıl) ağırlıklı proteinden hayvansal proteine doğru kaymaktadır. Türkiye için yapılan araştırmalar, kişi başı gelirde her yüzde 10'luk artışta, kırmızı et talebinin yüzde 6, kanatlı et talebinin yüzde 3, balık talebinin ise yüzde 5'ten başlayarak hızla yüzde 50'lere kadar tırmandığını gösteriyor.Küresel ısınma nedeniyle tarımsal üretimde ortaya çıkacak sorunlar, hayvansal proteine talebin daha da artmasına yol açacaktır. Ne var ki hayvansal üretim de küresel ısınmadan etkilenecektir. Bu tabloda protein kaynağı olarak deniz ürünlerinin önemi büyüyecektir.2006 yılında Türkiye'de 12 milyon ton süt, 1 milyon 300 bin ton kanatlı eti, 900 bin ton kırmızı et, 600 bin ton balık tüketildi. Yapılan projeksiyonlara göre, halkımızın protein ihtiyacını karşılayabilmek için 10 yıl içinde en az 22 milyon ton süte, 3.7 milyon ton kanatlı etine ve kırmızı ete ihtiyacımız var. Kültür balıkçılığının önemi artıyor Bugün toplam 600 ton balık üretimine kültür balıkçılığının katkısı 115 bin tondur. Bunun da 75 bin tonu denizlerde yetiştirilen kültür balığıdır.Şimdilerde AB pazarına satabildiğimiz tek hayvansal ürün kültür balıkçılığı ürünleri. 2006'da 400 milyon dolar ihracat yapıldı.Selçuk Yaşar, kültür balıkçılığının önemini anlattıktan sonra, kültür balıkçılığının denizleri kirletme sorununa değiniyor. Diyor ki: "Kültür balıkçılığı, disiplin ve kontrol demektir. Bizde, turistik kıyılarda balık çiftliklerinin kurulması nedeniyle, kültür balıkçılığına karşı bir tepki oluştu. Kötü olan kültür balıkçılığı değil, kötü olan, turistik kıyılarda balık çiftliklerinin kurulmasıdır. Özellikle sarp ve kayalık kıyı bölgelerimizde modern metotlarla kültür balıkçılığı yapmanın ne çevreye ne de turizme zararı olur. Hükümet, 'Su Ürünleri Müsteşarlığı veya Su Ürünleri Genel Müdürlüğü' gibi bu konulara sahip çıkacak teknik birimler oluşturursa, kültür balıkçılığı 'yanlış uygulamalar nedeniyle' günah keçisi olmaktan çıkar. Ekonomiye katkısı artar." guras@milliyet.com.tr Çiftlikler kayalık kıyılarda kurulmalı