Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Giyimcilerimiz İstanbul’u "moda merkezi" yapmaya, "marka" yaratmaya çalışıyor. Niyet iyi de, "manzara" kötü.
Manzara neden kötü? Arz edeyim... Lütfen bu yazının altındaki fotoğrafa bakınız. Bu fotoğraf Uluslararası Hazır Giyim Fuarı’nın açılış resmi olarak içeride ve dışarıda yayın organlarında yer aldı. Bu fuar Türk modasını ve Türk markalarını dünyaya tanıtmak için düzenlendi. Fuarı düzenleyen moda ve markada iddialı Türk giyimcilerinin açılış törenindeki kıyafetlerine, açılış törenindeki karmaşaya bakınız... Bu fotoğrafı görenler Türk giyimcilerinin moda ve marka iddialarına nasıl inanabilir? Fuara nasıl ilgi duyabilir?
Biz bu değiliz... Fotoğraf kötü ama, giyim sanayiinde önemli gelişme var. Bir Türk giyimcisinin, Umut Oran’ın başkanı olduğu Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu(IAF)’nun "19. Dünya Hazır Giyim Kongresi" İstanbul’da yapıldı. Kongrenin açılışında konuşan Oran, "Türkiye’nin hazır giyim ihracatında üçüncü sıraya yerleştiğini" belirtti.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, "İstanbul’dan başlayarak Türkiye’yi dünya modasının kalbinin attığı merkezlerden biri yapmaya kararlı olduklarını" söyledi.
Kongre için çoğu ABD, Fransa, Belçika, İngiltere, Almanya ve Meksika’dan gelen 121 yabancıya ve diğer yabancı firmaların temsilcilerine "modadaki iddiamızı" sergilemek için düzenlenen fuarın açılışına fotoğrafta görülen "derbeder" kıyafetlerle katılan giysicilerimiz Türk modası ve markaları öne çıkaracak yerde, dünyanın göre göre bıktığı esmer manken Naomi’nin reklamını yaptı. Giyimcilerimiz medyada giysi ve marka alanındaki başarıları ile değil, Naomi ile yer aldı...
Olan oldu. Geriye dönerek hataları düzeltmek imkanı yok ama, bu hatalardan ders çıkarmak gerekir.
Sakıp Sabancı’nın bir sözü vardır... "Ağam" der... "Sen dünyanın en yapılmaz şeyini yap... Kimseye duyuramaz isen, yaptığını tanıtamaz isen, satamaz isen... Neye yarar?"