Bankalar Kanunu'nun eski 64'üncü maddesine göre 14 bankanın "devlet gözetimi"nde olduğu söyleniyordu. Bu rakamı yalanlayan da yoktu.
Bankalar Kanunu'nun vaziyeti bozulan bankaların "devlet gözetimine alınması"na ilişkin 64'üncü maddesi, 1999 yılı Haziran ayı sonunda kanunda yapılan değişiklik ile kaldırıldı.
Eski 64'üncü ve 65'inci maddeler yerine, Bankalar Kanunu'na yeni bir 14'üncü madde eklendi. Bu maddeye göre, vaziyeti bozulan bankalar önce "devlet gözetimi"ne alınıyor... Devlet gözetiminde düzeltilme şansı olmayanlar ise "Mevduat Sigorta Fonu"na devrediliyor.
Kanunun bu değişen maddesini ve diğer maddelerini işleten hükümet, "devlet gözeti"minde olan 14 bankanın 5'ine el koydu. Bu 5 banka "Mevduat Sigorta Fonu"na devredildi.
İyi de kalan 9 banka ne oldu?
Bankalar Kanunu'nun eski 64'üncü maddesine göre bunlar "devlet gözetimi"nde idi. O madde değişti. Kanuna gözetim ile ilgili yeni bir 14'üncü madde eklendi... Devlet 5 bankaya el koydu... Bu "gürültüde", 9 banka "paçayı sıyırdı"... Devlet gözetiminden kurtuldu denilemez...
Bu kadar kısa sürede devlet gözetimindeki 9 bankanın durumlarının düzeldiği, bu bankaların mali durumlarının güçlendiği de söylenemez... O halde... O halde, ismi bilinmeyen 9 banka halen devlet gözetiminde faaliyetini sürdürmekte demektir!
İşin "püf" noktası çok önemli: (1) Gözetimdeki bankaların gerçek sayısını halkımız bilmiyor. (2) Gözetimdeki bankaların hangi bankalar olduğunu halkımız bilmiyor. (3) Fakat "saf ve bakir" halkımız gözetimdeki bankalara cebinden para akıtıyor. Bu bankalara bugüne kadar halkın cebinden akan paranın miktarı da meçhul, bundan sonra akacak paranın miktarı da meçhul. (4) Devlet gözetimindeki (sayılarının 9 olduğu değişik kaynaklarca ifade edilen) bankaların kaçının ne sürede "düze çıkacağı", kaçının Devlet Baba'nın "kucağında kalacağı" belli değil.
Şimdi burada kimse ortaya çıkıp da, "Efendim, bunlar bankacılık sırrıdır. Güç durumdaki bankaların itibarını koruyoruz" diyemez.
Neden diyemez?
(1) Devlet gözetimine girmek, (bugüne kadarki uygulamada görüldü ki) vaziyeti bozuk bankalar için riski azaltmayı değil, riski artırmayı teşvik ediyor. Banka yönetimi, "ya herro, ya merro" diyerek, maliyet hesabına bakmadan pahalı kaynak kullanıyor. İçeride mevduata yüksek faiz ödüyor. Dışarıdan yüksek faiz ile dış kredi kullanıyor. Böylece içeride ve dışarıda faizi yükseltiyor.
(2) Bugüne kadar Devlet Baba'nın vaziyeti bozuk bankalarda kimsenin parasının batmasına izin vermediğini bilen içerideki ve dışarıdaki yatırımcı, bankanın durumunun bozuk olduğunu bilse bile, yüksek getirinin cazibesinde kaynaklarını bu bankaya vermekten çekinmiyor. Nasıl olsa Devlet Baba bankanın arkasında diyerek düşünüyor.
(3) Vaziyeti bozuk banka yönetimi, banka sahiplerine, yakınlarına veya istediklerine, çekinmeden riskli kredi dağıtımında cömertçe hareket ediyor. Nasıl olsa "Battı balık yan gider", diyerek sonu olmayan yolda sağa sola kaynak saçıyor.
(4) Banka "devlet gözetiminde" iken de bankaya akıtılan kaynağı halk cebinden ödüyor. Gözetimde olduğu halde durumu düzelmeyip, devletin kucağına düşen bankaların açığı da halkın cebinden çıkıyor.
Burada suç kimin? Hükümetin... (1) Hükümetin, bankaları gözetim ve denetim sorumluluğu var. Hükümet bankaların durumunu çok iyi biliyor. (2) Hükümet bankaların durumunun bozuk olduğunu bildiği halde bunların faaliyetlerini sürdürmelerine imkan veriyor. (3) Hükümet gözetimi bankaların durumunun düzeltilmesinde etkili olmuyor. İşte size son örnek; tüm desteğe, bunca akıtılan paraya rağmen, Mevduat Sigorta Fonu'nun el koymak zorunda kaldığı 5 bankanın durumu.
Burada hükümetin büyük sorumluluğu var. Saf ve bakir halkı yanıltıyor. Bankaların yanıltıcı bilanço düzenlemelerine göz yumuyor. Vaziyeti bozuk bankaların yanlış görünüm vermelerine aldırmıyor. Bankaların bilançosuna güvenen, Hazine Müsteşarlığı tarafından denetlendiğini sanan halk, hisse senetlerini satın alıyor. Parasını bankaya yatırıyor.
Sayın okuyucularım, görüyorsunuz ki, Türk bankacılık sisteminde yapısal düzenleme henüz tamamlanmamıştır. Mevduat Sigorta Fonu'nun 5 bankaya el koyması ile iş bitmemiştir. Hazine Müsteşarlığı'nın gözetimindeki (sayıları 9 olduğu söylenen) bankaların akıbeti meçhuldür.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr