Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca - Türkçe Lügat'ında "hadd - i layik" deyiminin bir malın veya hizmetin "gerçek değerini" ifade ettiği yazılıdır.
Özelleştirme programı çerçevesinde, üçüncü cep telefonu işletme hakkını satın almak için İş Bankası - Telecom Italia konsorsiyumunun ödemeyi göze aldığı (KDV dahil) 2 milyar 954 milyon dolarlık bedelin "hadd - i layik" olup olmadığı tartışılıyor. Belki de dünyada ilk defa ortaya çıkan bu tartışmada konu, "işletme hakkının ucuza gittiği değil de, neden yüksek fiyattan satıldığıdır."
Halbuki bizler özelleştirme ile ilgili her ihaleden sonra "kör ölür, badem gözlü olur" misali, "- Vah vah... Satılan mal ne de yiğit mal idi... Pek de ucuza gitti... Yerlisine, yabancısına peşkeş çekildi... Yazık oldu bu millete... Halkın gene hakkı yenildi..." şeklinde dövünmeye alışmıştık...
"Üçüncü cep telefonu işletme hakkı 1.5 milyar dolara satılacak yerde 3.0 milyar dolara satıldı... Devletin kasasına bu satıştan daha fazla para gird i... Dördüncü ve beşinci cep telefonu satışları için de çıta yükseltildi..." diyen hemen hemen yok.
Satılan nedir?
Satılan arsa değil, mal değil, makine değil, fabrika değil... Satılan başı ve ucu belli olmayan bir "işletme hakkı"dır. İşletilecek olan "şimdilik cep telefonu" gibi görünse de, ileride o "cep telefonunun içinden nelerin akacağı" henüz bilinmiyor.
Ama görünen odur ki, bundan böyle cep telefonu sadece "konuşmak için" kullanılmayacak. Bilgi akımı bu telefonun içinden geçecek. Mal alım satımı bu telefonun içinden geçecek. Bankacılık, borsa işlemleri bu telefonun içinden geçecek... Bunlar kısa zamanda olacak olanlar. Uzun dönemde ise neyin olacağı belli değil. Fiyatın "hadd - i layik" olup olmadığını tartışırken şu noktaları dikkate almakta yarar vardır:
- İşletme hakkı denilen şey kiloyla tartılacak, metre ile ölçülecek bir nesne değil. Fiyatlar bugünkü talebe ve şartlara göre değil, gelecekteki şartlarda oluşacak fiyatlara göre belirleniyor. Bu nedenle talep sahiplerinin fiyatları arasında farklar olması doğaldır.
- İş Bankası konunun yabancısı ama, Avrupa'nın ikinci büyük cep telefonu işletmecisi, İş Bankası'nın ortağı. Fiyatlandırmayı yapan Güney Amerika ve Avrupa'daki deneyimine dayalı olarak bir fiyatlandırma yapıyor.
- Yeni ekonomi denilen sistem, yeniliklere dayalı, geleceğe dönük bir sistem. Bu sistemde fiyatlama yıllık bilanço kar zarar hedefine göre değil, şirketlerin piyasa değerine dayalı yapılıyor. Bu fiyatlamada "risk var - spekülatif bekleyiş" var. Bu nedenle klasik hesaba kitaba uymuyor.
İş Bankası'nın belirlediği fiyat "hadd - i layik"ten fazla olsa idi, dünkü açık artırmaya üç büyük alıcı grubun da daha başlangıçta "katılmayacağını açıklaması" gerekirdi.
Üç alıcı grup "açık artırmaya" katılmayı kabul ettiğine göre sonradan fiyat teklifi vermeyerek ihaleden çekilseler bile, bu tablo gösteriyor ki İş Bankası'nın rakamını kabul edilebilir çizgide yorumlamaktadırlar.



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr