Türkiye’de perakende satış kesiminin yıllık iş hacminin, kriz nedeniyle, 70 - 75 milyar dolardan 50 milyar dolara gerilediği tahmin ediliyor. Geçen yıl perakende satışlara konu olan toplam 50 milyar dolar değerindeki malın 23 milyar dolarlık bölümünün gıda maddeleri ve dayanıksız tüketim malları, 27 milyar dolarlık bölümünün ise, gıda dışı ürünler olduğu belirtiliyor.
23 milyar dolarlık gıda maddelerini ve dayanaksız tüketim mallarını perakende kesimde 150 bin bakkal (geleneksel perakendeci) ile 3.500 organize perakende kuruluşları pazarlıyor. Organize pazarlama kuruluşları, ulusal ve yabancı market, süpermarket, hipermarket gibi kuruluşlar. (Yazının kalan bölümünde bunların tümü için "market" deyimini kullanacağım.)
Gıda maddeleri ile dayanıklı tüketim mallarında toplam 23 milyar dolara düşen yıllık perakende satışların 6 milyar dolarlık kısmını, gıda dışı maddelerdeki toplam 27 milyar dolarlık perakende satışın 1 milyar dolarlık kısmını marketler (organize perakende kuruluşları) gerçekleştiriyor.
Hakimiyet gelenekselde
Açık anlatımıyla gıda ve gıda dışı perakendecilik sektöründe hala pazar hakimiyeti geleneksel perakendeci kuruluşlarda, bakkallarda, aktarlarda ve hırdavatçılarda.
Gıdaya dayalı organize perakendecilik sektörünün yıllık 6 milyar dolar olarak tahmin edilen toplam satışlarının 1.5 - 2.0 milyar dolarlık kısmını Gima - Migros - Tansaş gibi ulusal zincirler, 4 - 5 milyar dolarlık bölümünü Carrefour, Metro gibi yabancı gruplar gerçekleştiriyor.
Perakende sektöründeki gelişmeleri mercek altına almak amacıyla Posta gazetesinin düzenlediği toplantıda, sektörün tamamına yakını temsil edildi. Organize perakende kuruluşlarının yöneticileri ilginç bilgiler verdi. Öğrendiklerimi sayın okuyucularıma aktarıyorum. Her ülkede perakende ticaret geleneksel yapıda aile işletmeleri olarak sürüp giderken, günümüzde aile işletmesinin en güzel örneği olan "bakkal", "organize parekande kuruluşları" (marketler) ile pazarı paylaşmak zorunda kaldı.
Migros’u Ziraat getirdi
Market teşkilatlanmasının Avrupa’daki öncüsü 1926 yılında İsviçre’de faaliyete geçen Migros’tur. Türkiye, Avrupa’da market teşkilatlanmasında öncü ülkelerden biri. 1955’te İstanbul Belediyesi ve Ziraat Bankası Migros’u Türkiye’ye getirdi. Ardından Ziraat Bankası’nın yüzde 99 sermaye desteği ile 1956’da Gima kuruldu. 1963’te Ordu Pazarları faaliyete geçti. Avrupa ile ABD’de marketlerin gelişmesi 1960’lı yıllardan sonra başladı. Ve büyüme hızla devam ediyor.
İlk aşamada Türkiye’de büyük mağazacılığı teşvik etmeye çalışan, 1973’te bu amaçla bir teşvik kanunu çıkartan devlet, şimdilerde mağazacılığı, şirketleri sınırlamak için mevzuat hazırlıyor.
Fiyat yükseltemiyorlar
Perakende kesiminde bakkal nasıl market ile rekabette zarar ettikçe fiyatına zam yapamıyor ise, market de bakkal rekabetine dayanabilmek için, zarar etmesine rağmen fiyatlarını yükseltemiyor.
Satışları reel olarak yüzde 20 - yüzde 25 oranında küçülen buna ek olarak vadeli malı peşin sattıkları için, ellerinde bir süre biriken fonları faizde değerlendirmenin avantajını kaybeden marketler, şimdi verimliliği ve operasyonel karlılığı artırarak zararlarını kapatma arayışında.
Kriz döneminde marketlerin zararını artıran bir başka etken de giderek yaygınlaşan kredi kartı ile alışveriş. Marketlerde toplam satışların yüzde 57 - 60 kadarlık bölümünün kredi kartına dayalı işlemler olduğu belirtiliyor. Bu işlemlerin komisyonu marketlerin maliyetini büyütüyor. Lüks ve markalı mala olan talebin yok olması karşısında marketler markasız ve daha ucuz mal satışına yönelerek müşterilerini tutmaya çalışıyor ama marketleri terk ederek semt pazarlarına, açık pazarlara yönelen müşterileri tekrar marketlere nasıl çekebileceklerini bilemiyor.