Halkımız önce huzur istiyor. Sonra iş ve aş istiyor... Ankara’nın sorumluluğu “halkı mutlu etmektir”. Halbuki halkı huzursuz etmek için Ankara elinden geleni yapıyor. Her gün bir oyun sahneleniyor. O oyun bitiyor, bir başkası başlıyor.
Halkın huzursuzluğunu yansıtan gösterge yok. Ama ekonominin rahatsızlığının göstergeleri var. (1) Döviz fiyatı (2) Faiz fiyatı (3) Hisse senedi fiyatı ekonominin durumunu izleme imkânı veriyor.
Günlük olaylar hemen ekonominin bu üç göstergesine yansıyor.
Dün:
- Sabah 1.2230 olan dolar fiyatı günü 1.2430’dan kapattı.
- Sabah yüzde 22.43 olan gösterge faiz oranı,kapanışta yüzde 22.81 oldu.
- Sabah 35.589 olan borsa endeksi akşam 33.208’e düştü. Hisse senetleri yüzde 5.3 değer kaybetti.
Bugün bu 3 göstergenin nasıl değişeceğini izleyeceğiz. Eğer huzursuzluk derinleşirse, döviz ve faiz fiyatının tırmanışı, hisse senedi fiyatlarının düşüşü devam edebilir.
Yazık değil mi bu halka, yazık değil mi bu ülkeye?
Ankara kriz üretiyor
Ankara, her konuda kriz üretmekte uzman kesildi. Cumhurbaşkanı seçiminde kriz yaşadık. Anayasa tartışmasında kriz yaşadık. Türban konusu devamlı bir kriz nedeni olarak gündemde. AKP’nin kapatılma davası ile Ergenekon dosyası kriz tırmandırmada birbiriyle yarışıyor.
İktidarların sorumluluğu, huzuru bozan nedenleri ortadan kaldırmaktır. Ülkenin yönetimine soyunan liderlerden beklenen her kesimi kucaklayacak davranışlar içinde olmalarıdır.
Türkiye’de birlik dirlik içinde iken, önce Türkler/Kürtler ayrımı çıktı. Bu yetmedi, Ermeni sorunu büyütüldü. Derken, Türkler için “Bizden olanlar/olmayanlar” ayrımına gidildi.
Ergenekon soruşturmasının kapsamının genişletilmesi, abartılı gözaltı eyleminin AKP kapatılma kararında savcının açıklama yapacağı güne getirilmesi, orgeneral rütbesine ulaşmış kumandanların, ticaret odası başkanının, saygın bir gazetecinin, terör uzmanı polisler tarafından adliyeye götürülmesi, yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da “Türkiye’de neler oluyor” kaygısına yol açtı.
Anahtar Başbakan’da
Dün sabah kamuoyunda şaşkınlık yaratan gözaltına alınma eylemlerinin yarattığı şaşkınlık devam ederken, salı günleri yapılması olağan hale gelen parti meclisi toplantıları yapıldı. Önce iktidar partisi başkanı, Başbakan, AKP parti meclisinde konuştu. TV kanallarının naklen yayımladıkları konuşmasında Başbakan’ın, sabahki olayların yarattığı huzursuzluğu hafifletecek bir konuşma yapması beklenirken Başbakan kavgayı değişik alanlara yayma çabası içine girdi.
Tekrarda yarar var. Bu halka da, bu ülkeye de yazık oluyor. Bu noktada ülkeyi çıkmazdan kurtarabilecek tek kişi, Başbakan’dır.
Çünkü zaman içinde Başbakan bütün gücü kendinde topladı. Şimdilerde ülke, ”Başbakan ne derse, o olur” hale geldi. Başbakan, “Bütün iyilikler benden... Kötülükler başkalarından” diyemez... Olan bitene bakarak “Benim hiç günahım yok” diyerek yoluna devam edemez.
Bu halk da ona “Günah işlemesi için değil, sevap yapması için” rey verdi. Onu iktidara,”Ülkeye huzur getirsin, iş ve aş imkânlarını artırsın” diye getirdi.