Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


SADUN Eren Hocamız 20 Aralık 1961 tarihinde yayımlanan haftalık Yön gazetesinin birinci sayısında, Türkiye'nin ancak "devletçilik" ile kalkınabileceğini anlatıyor.
Sadun Hoca, Türkiye'nin ve Batı'nın gelişmiş ülkelerinin kişi başı üretim ve milli gelir rakamlarını veriyor. 1952 - 1954 yılları ortalamasına göre Türkiye'nin kişi başı üretimi ve geliri 200 dolar dolayında (şimdilerde 3 bin dolar). Almanya'nın 500 dolar dolayında, Fransa ve İngiltere'nin 750 dolar dolayında (şimdilerde 35 bin dolar). Türkiye ile Fransa ve İngiltere arasındaki üretim gelir farkı 3.5 kat kadar.
Sadun Hoca diyor ki, "Türkiye yılda yüzde 5 net kalkınma hızını tutturabilse, yılda yüzde 2 veya yüzde 2.5 hız ile büyüyen Fransa ve İngiltere'ye ancak 37 yıl sonra yetişebilir. Sadun Hoca'nın "çok gördüğü" 37 yıllık süre 1990'ların başıdır.
Şimdi 2000'lere geliyoruz. 37 yılda erişmek bir yana, 47 yıl sonra Türkiye ile Fransa ve İngiltere arasındaki uçurum daha da büyümüş durumda. Şimdi Türkiye'nin kişi başına üretimi/milli geliri 3 bin dolar. Onların 36 bin dolar. Fark 3.5 kat iken, 12 kata yükselmiş. Uçurum kapanamaz hale gelmiş.
Bunları bugünlerde kitapçılarda satışa sunulan Hasan Cemal'in "Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım" başlıklı kitabından aktarıyorum.
Hasan Cemal, kitabında, 1960'ların başında, Mülkiye'ye başlarken "Onlar neden ileri, biz neden geriyiz?" sorusunun sancıları içindeki arayışlarını ve de "devrim" fikrine yönelişini anlatıyor.
17 yaşında Mülkiye'ye girdiği yıl, Yön'ü çıkaran Mülkiye Mektebi hocaları Sadun Aren, Bahri Savcı, Muammer Aksoy, Turan Güneş, Haluk Ülman ve Mümtaz Soysal'dan nasıl etkilendiğini, Doğan Avcıoğlu'na nasıl hayran olduğunu yazıyor.
Sadun Hoca, 1961 yılında Türkiye'nin kapitalizm ile kalkınamayacağını anlatmaya çalışıyor. Türkiye'nin planlamaya dayalı devletçilikle kalkınabileceğini ileri sürerek "sosyalizm"i savunuyor. Sadun Aren Hoca uyarıyor: "Türkiye'de özel sektöre dayalı kalkınma arayışı, belli kimseleri zengin etmekten, gelir dağılımını bozmaktan başka işe yaramayacak. Türkiye kalkınamayacak!.."
Hasan Cemal, Mülkiye öğrencisi olarak hayranlık duyduğu Doğan Avcıoğlu ile öğrencilik döneminden sonra birlikte çalışma şansına sahip oluyor. "1960'larda Yön'le Türkiye'nin yönünü belirledik. Şimdi o yöne gitmek için Devrim'le devrim yapacağız" diyen Doğan Avcıoğlu'nun 21 Ekim 1969 tarihinde çıkarmaya başladığı Devrim dergisinde çalışıyor.
12 Mart Muhtırası Devrim'cilerin hayalini yıkınca Doğan Avcıoğlu Devrim dergisini bırakıp gidiyor. Dergiyi bir süre Hasan Cemal ile Uluç Gürkan çıkarıyor. Bir süre sonra ise, Devrim, sıkıyönetim kumandanlığınca süresiz olarak kapatılıyor. Hasan Cemal 1969 yılında yayımlanan bir yazısında hükümetin manevi şahsiyetine hakaret ettiği gerekçesiyle 10 ay hapis ve 4 ay İstanbul'da emniyet gözetimi altında bulundurulma cezasına mahkum ediliyor.
Hasan Cemal kitabında 1961 - 1974 yılları arasındaki yaşamını, çevresini ve olayları anlatıyor. O dönemin Hasan Cemal'ini bugünün Hasan Cemal'i sorguluyor. Giriş yazısında belirttiği gibi "kitap, genç Hasan Cemal ile orta yaşlı Hasan Cemal arasında bir diyalog niteliğinde".
Kitabın sonunda Hasan Cemal diyor ki, "...kendi kendimle hesaplaşmaya çalışıyorum. Kendimden korkmadığım için de, hangi ölçülerde bilmiyorum ama, bir iç muhasebe yapıyorum."
Hasan Cemal "kendini" akıcı bir üslupla, yakın geçmişin renkli olaylarını ve o olaylara karışanları öne çıkararak bir hikaye bütünlüğünde anlatıyor.
Doğan Kitapçılık tarafından yayımlanan Hasan Cemal'in "Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım" isimli kitabını okuyucularıma tavsiye ederim.