İyi de... Sonuç nedir? Bu kriz olmamış mı sayılacak? Her şey eskisinden daha iyi mi olacak? Hayır... Recep Tayyip Erdoğana ve AKPye olan güven sarsıldı.Biz, Tayyip Erdoğanın ve AKP hükümetinin yanlışlarının AB çevrelerindeki olumsuz tepkilerini endişeyle izlerken sadece ABnin karar organlarında bulunanların tepkilerine, değerlendirmelerine bakıyoruz.Onlar Türkiye - AB ilişkilerinde formaliteyi yürütenler, ilişkilerin şeklini düzenleyenler. Bizim AB üyeliğinden bekleyişimiz, bu formalitelerin tamamlanması ve ilişkilerin düzenlenmesinden sonra, AB üyeleriyle ekonomik ve sosyal ilişkilerimizin başlaması, gelişmesi ve buna bağlı olarak Türkiyenin gelişmesinin hızlanması. Durup dururken Tayyip Erdoğan kriz yarattı. Daha sonra yarattığı krizin AB ile ipi koparacağını görerek Brüksele koştu. Yapılan yanlışı düzeltmek için TBMMyi hemen (hem de pazar günü) toplamak ve AB çevrelerinin istediği kanunları, onların istediği biçimde çıkarmak için söz verdi. Türkiyenin daha "görücüye çıkma", "kendini beğendirme" döneminde yaptığı yanlışları, gösterdiği istikrarsızlığı acaba AB üyesi ülke işadamları, iş çevreleri nasıl değerlendiriyor?Biz ABye neden üye olmak istiyoruz? AB üyesi ülkelerden ve ABye mal satmak isteyen ülkelerden işadamları Türkiyeye gelecek. Yatırım yapacak. Türkiyeye dış kaynak akımı başlayacak. Böylece iş ve aş imkanları artacak. Türkiyenin AB üyesi ülkelerle arasındaki uçurum hızla kapanacak... Bunları bekliyoruz.Ama bunların olabilmesi, ABye üyelik formalitelerinin ötesinde, bu formaliteleri tamamlayacak devlet adamlarının ötesinde, AB ülkelerindeki ve başka ülkelerdeki işadamlarının, iş çevrelerinin Türkiyeye güvenmesine bağlı. Biz içeride güven bunalımından kendi işadamlarımızın yatırım yapmamasından yakınırken, bu durumda nasıl yabancı yatırımcı bekleyişine girebiliriz?Her ne kadar Brükselde AB Komiseri Verheugen, "Tayyip Erdoğan"ın "liderliğini övdü" ama, bu kriz Tayyip Erdoğanın geleceğini karartan bir kriz oldu. Tayyip Erdoğan kısa sürede yurtdışında "TBMMde çoğunluğa sahip AKPnin güçlü lideri. Verdiği sözü tutacak güçte bir devlet adamı. Müslüman ülkelere örnek olabilecek, demokratik ve çağdaş sistemin savunucusu bir genç politikacı" olarak öne çıktı. Sempati topladı. Kabul gördü. Bu "imaja çizik atar ise", kendi bacağını kurşunlamış olur. Hem kendi, hem AKP hem Türkiye çok şey kaybeder. İş çevreleri de izliyor Unutmayınız Tansu Çiller, Müslüman bir ülkenin kadın bir başbakanı olmanın yanında, eğitimi, sempatik görünümüyle kısa sürede ABD ve Avrupa ülkelerinin devlet adamlarının dostluğunu kazanmış, çok yakın ikili ilişkiler kurmuştu. Ama yanlışları sonucu dış dünyada "güvenilemez" bir kişi görünümü verince, önce ABDde ve Avrupada kapılar yüzüne kapandı. Sonra Türkiyede halkın güvenini kaybetti. Sonunda hem kendi, hem partisi, hem Türkiye kaybetti.TC Başbakanı olarak Tayyip Erdoğanın yanlış yapmaması, güven yitirmemesi, sadece kendi için, AKP için değil, Türkiye için, bu ülkede yaşayan 72 milyon için çok önemli. Kaybede kaybede çok şey kaybediyoruz. Bu halkın biraz da yüzü gülsün. guras@milliyet.com.tr Güvenilir olmak önemli