Bugün, mübarek Ramazan ayı başlıyor.
Ramazan ayı, Kuran'da adı geçen tek "Kameri" aydır. Ramazan ve oruç konuları Kuran'da sadece Bakara Suresi'nin 185 ve 187'nci ayetlerinde yer alır.
Kuran'ın ikinci ve en uzun suresi olan Bakara Suresi 286 ayettir. Medine'de inmiştir. Sadece 281'inci ayeti Veda Haccı'nda Mekke'de inmiştir.
Sayın okuyucularıma Bakara Suresi'nin önce 185'inci ayetini Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayımlanan "Kur'an - ı Kerim ve Açıklamalı Meali" isimli yayından aktarayım:
185. Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.
Şimdi de 187'nci ayeti okuyalım:
187. Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (Ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah ayetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.
Kuran - ı Kerim'de Ramazan ve oruç ile ilgili bölümler bunlardan ibarettir.
İslam dininde temel kaynak Kuran'dır. Kuran Allah'ın buyruğudur. Kuran'dan sonra ikinci kaynak olarak kabul edilen "Hadis"ler ise, Hz. Muhammed'in değişik olaylar ve meseleler karşısında müminleri aydınlatmak ve de Kuran'ın bazı ayetlerini daha açık bir dille anlatmak için söylediği sözler, fiiller ve de tasvipler bütünüdür.
Hadislere göre orucun rüknü, midenin ve cinsi organların şehvetlerinden kendini korumak, başka bir ifade ile orucu bozan hallerden korunmaktır.
"İslamın ilk zamanlarında farz olan Ramazan orucunu tutarken sahur yemeği yoktu. Oruç tutan kimse, akşam orucunu açınca yatsı namazını kılıp uyuyuncaya kadar yer içerdi. Bundan sonra yemek, içmek ve kadınlara yaklaşmak haramdı. Bazı Müslümanlar dayanamayıp kadınlarına yaklaştı. Bazıları iftardan sonra yorgunlukları sebebiyle hemen uyudukları için, ertesi gün açlık ve susuzluktan baygınlık geçirdiler. Cenabı Allah müminlere acıdı ve bir kolaylık olmak üzere bu ayeti indirdi. "Beyaz iplik ve siyah iplik" ifadelerinden maksadı, "mine'l - fecr: tanyerinin ağarmasından" ilavesi açıklığa kavuşturmuştur. Buna göre orucun başlaması gereken zaman (imsak), güneşin doğmasına değil, fecrin doğmasına, yani tanyerinin ağarmaya başlamasına bağlıdır. İplik tabiri de, tanyeri, ağarmasının başlangıcını ifade etmektedir. Aydınlık yayılıp yükselince, artık ona "beyaz iplik" denemez. Aydınlığın başladığı an sahurun bittiği ve imsakın başladığı, aynı zamanda sabah namazı vaktinin de girdiği andır."
Oruç, her şeyden önce Allah ve tealaya itaat ve ibadettir. Oruç yalnız Allah içindir. Büyük bir ahlak mektebidir. Gizli ve açık her zaman emanete riayet edilmesi sabrı öğretir. İradeyi kuvvetlendirir. Gayreti biler. Merhamet ve kardeşlik bağlarını geliştirir. Nefis ile cihattır. Oruçlu insan zaman zaman fakirlerin katlandıkları zorluklara tahammül göstererek onlar gibi yaşar ve onların sıkıntılarını daha iyi kavrar.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr