İmalat sanayiinde 1999 yılı üretimi 100 varsayımıyla düzenlenen üretim endeksi, temmuz ayı sonunda 146.7 oldu.
Geçen yılın aynı ayında 140.8 idi. Yılın ilk 7 ayında imalat sanayiinde ortalama üretim artışı yüzde 4.2 olarak belirlendi. Halbuki geçen yılın aynı döneminde üretim artışı oranı yüzde 5.2 idi.
Açık anlatımıyla, bu yıl imalat sanayiinde toplam üretim geçen yılki üretimin üzerinde. Ancak üretim artış hızı (büyüme) yavaşlamış durumda.
Madencilik ve enerji sektörleri de hesaba katıldığında, toplam sanayi üretimi artışının bu yılın ilk 7 ayında yüzde 4.7 oranında olduğu, geçen yılın aynı dönemindeki 5.8’lik artışın altında kaldığı anlaşılıyor. Sanayi üretimindeki yavaşlama, ekonominin tümündeki büyümenin yavaşlaması anlamına gelir.
Hammadde ithalatı yüzde 22.8, üretim yüzde 4.7 arttı.
Bir çelişkiye işaret etmekte yarar var. Bu yılın ilk 7 ayında ithalat yüzde 36 oranında arttı.
İthalatının yüzde 75’ini oluşturan hammadde ve ara malı ithalatı (petrol fiyatlarındaki 11.8 milyar dolarlık artışın etkisi ayıklandıktan sonra) yüzde 22.8 oranında büyüdü. İyi de ithal edilen hammadde ve ara malı yüzde 22.8 oranında artarken nasıl oluyor da sanayinin tüm üretimi aynı dönemde yüzde 4.7 oranında imalat sanayii üretimi yüzde 4.2 oranında artabiliyor?
Demek ki, bizim sanayimiz giderek daha az katma değer üretir hale geldi. Ucuz ithalatı allayıp pullayarak piyasaya sürüyoruz.
ABD’de, Fannie ile Freddie devletleştirildi
Fannie Mae ve Freddie Mac, ABD’de konut kredisi sisteminin temel direği olan iki kuruluşun isimleri. Bu kuruluş ABD’de konut kredisi sisteminin geliştirilmesi için kuruldu. Sermayelerinin yarısı devlete ait. Yarısı halka açık. Hisse senetleri borsada işlem görüyor.
Bu kuruluşlar konut kredisi veren kuruluşların ipotek senetlerini topluyor. Bu senetler karşılığı kredi veren kuruluşlara para akıtıyor. Topladığı ipotek senetlerini karşılık göstererek de bono-tahvil çıkarıyor. Bu bono ve tahvili ABD içindeki bankalara ve yabancı bankalara satarak para buluyor.
Konut kredisi sorunu çıkınca, konut sahipleri borçlarını ödeyemez hale geldi. Fannie ve Freddie borçlulardan para toplayamaz oldu. Teminat olarak topladığı ipotek senetleri işe yaramaz hale geldi. Fannie ve Freddie zarar etmeye başladı. Sattığı bono ve tahviller karşılıksız duruma düşünce, bunları satın alan Amerikan bankaları ile yabancı bankalar sarsıldı. Borsada bu iki kuruluşun hisse senetleri yarıdan fazla değer kaybetti.
En büyük operasyon
Önce ABD hükümeti bu iki kuruluşu 200 milyar dolar destek vererek ayakta tutmaya çalıştı. Fakat bu yetmeyince geçen pazar, bu iki kuruluş devletleştirildi. Devletleştirildi demek, zararı ABD halkı ödeyerek bu iki kuruluş ayağa kaldırılacak demektir.
Bu iki kuruluşun ayağa kaldırılması önemli. Çünkü ABD’de 12 trilyon dolarlık toplam konut kredisinin 5 veya 6 trilyon dolarlık kısmını bu iki kuruluş sağlamış durumda. Sistemin tıkanmaması için bu iki kuruluşun ayakta kalması zorunlu.
Devletleştirmeyle, (1) Emlak kredisi konut kredisi sisteminin tekrar işlemeye başlaması sağlanıyor. (2) ABD’deki borsaların ve bazı Amerikan bankaların rahatlamasına imkân veriliyor. (3) Bu iki kuruluştan bono ve tahvil alan ABD dışındaki bankalara güvence veriliyor.