Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Perşembe günü Anayasa Mahkemesi, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasının yolunu açan anayasa değişikliğini iptal etti. AKP’nin kapatılmasıyla ilgili davanın görüşülmesinden önce alınan bu karar çok önemli bir karardır.
Cuma günü bu kararın “piyasalar”ı altüst etmesinden korkanlar vardı. Normal şartlarda olması gereken de bu idi. Ama geliniz görünüz ki cuma günü “piyasalar” bu karardan hiç mi hiç etkilenmedi de, “ABD’de işsizlik oranının yüzde 5.5’e çıkması nedeniyle İMKB-100 endeksi dış borsalara paralel olarak yüzde 2.02 değer” kaybetti. Dolar fiyatında zıplama bekleyenler şaşırdı. Çünkü perşembe günü 1.25 YTL’ye dayanan dolar fiyatı artacak yerde geriledi. Bankalararası piyasada dolar fiyatı 1.23 YTL’ye kadar düştü.
Bizde önemli gelişmelere ilk tepkiyi “finansal piyasalar” veriyor. (Aslında biz artık reel piyasayı yatırımı, üretimi, istihdamı, gelir dağılımını, fakirliği unuttuk. Sadece finansal göstergelerden ekonomiyi izler olduk) Finansal piyasaların göstergeleri de (1) Döviz fiyatı (2) Borsa endeksi, (3) Faiz fiyatıyla sınırlı hale geldi. 

Dolar fiyatı artmadı

Reel ekonominin bu gelişmelere ne tepki verdiğini uzun sürede anlayacağız. İyi de... Acaba (dışarıda yaprak kımıldasa tepki gösteren, inip-çıkan) finansal piyasalar Anayasa Mahkemesi’nin bu önemli kararına neden bu kadar ilgisiz kaldı? 
Ya bizim piyasalar o kadar güçlü ki, Anayasa Mahkemesi’nin en önemli kararları bile piyasaları sarsamıyor. (O halde bu piyasalar neden dışarıda olan bitenden bu kadar etkileniyor?) 
Ya, bizim piyasalar Anayasa Mahkemesi’nin türbana yol açan Anayasa Mahkemesi değişikliğini iptal etmesinin ve hatta ileride AKP’yi kapatmasının ülkede hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine, hayatın bugünkü akışı içinde sürüp gideceğine inanmış. 
Ya bütün bu olasılıklar piyasalar ve halk tarafından önceden “satın alınmış”... Bu tür önemli olaylar piyasaları ve halkı etkilemiyor. 
Ya da ekonomi o kadar dibe vurmuş durumda ki, bundan daha kötü bir duruma düşmesi düşünülemeyeceğinden, bu tür önemli olaylar finansal piyasaları artık etkileyemiyor. 

Panik ve telaş yok

Ekonomide “istikrar” denilen şey ekonomi oyuncularının (tüketicinin, yatırımcının, üreticinin, tasarruf sahibinin) geleceği görebilmesi, buna göre karar vermesi demektir. Ekonomideki istikrarın temelinde siyasi istikrar yatar. Bugün Türkiye’de siyasi istikrar diye bir şeyden söz edilemez. Yarın ne olacağı belli değil. AKP kapatılacak mı, kapatılacak ise ne olacak? Erken seçim söz konusu mu? Toplumdaki kamplaşma ve gerilim hangi çizgiye kadar gidecek? Bu konularda kimsenin (ama kimsenin) bir şey söylemesine, bir tahmin yapmasına imkân yok.
Reel ekonomiyle ilgili göstergeler hiç de iyi değil. İşsizlik artıyor.Yatırım yapılmıyor. Üretim düşüyor. Gelir dağılımı bozuluyor. Ucuz döviz nedeniyle ekonomi giderek daha fazla ithalata bağımlı hale geldiğinden cari açık (döviz açığı) artıyor.
Ama ne mutlu ki finansal piyasalarda çalkantı yok. Panik yok. Dolar 1.23 - 1.24 YTL’den satılıyor. (Nedir bunun hikmeti? Yarınki yazıda bu soruya cevap arayacağız.)