Anayasa'nın 98'inci maddesine göre "Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir."
19 Kasım 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan TBMM kararı ile, "(1) YÖK, (2) İstanbul Üniversitesi Rektörü, (3) Üniversite giriş sınavları ile ilgili olarak ileri sürülen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının araştırılarak üniversitelerde yaşanan sorunlara çözüm bulunabilmesi için alınması gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması için 13 üyeli bir komisyon kurulmuştur."
YÖK ve üniversite giriş sınavları, araştırma yapılabilecek belli konulardır. Anayasa'nın 98'inci maddesine göre belli konularda bilgi edinmek için Meclis araştırması yapılabilir.
İstanbul Üniversitesi Rektörü (dikkat buyurunuz rektörlüğü değil, rektörü) ise bir gerçek kişidir. Konu değildir. Anayasamıza göre gerçek kişilerle ilgili inceleme ve soruşturmayı yargı organları yapar. Bu böyle iken "ne oldu" da Üniversite Rektörü, Meclis araştırması "kapsamına" alındı?
(1) Başı örtülü öğrencilerin üniversiteye girmesini önledi. Bu konuda ödün vermedi.
(2) Üniversite'nin farklı fakültelerinde faaliyet gösteren benzer kürsüleri birleştirdi.
Başı örtülülerin üniversiteye girmesinin önlenmesi politikacıları rahatsız etti.
Farklı fakültelerde faaliyet gösteren benzer kürsülerin birleştirilmesi bu kürsüleri kuran fakülte yöneticilerini ve bu kürsülerde ders veren öğretim üyelerini rahatsız etti.
Önce öğretim üyeleri Üniversite Rektörü'ne karşı bayrak açtı. Ardından bunu bahane eden, fakat gönüllerinde "başörtüsü ateşi yanan" politikacılar Meclis araştırması kararını çıkarttı.
Araştırma komisyonu, "İstanbul Üniversitesi Rektörü" hakkındaki araştırma için İstanbul'a geldi. Dolmabahçe Sarayı'nda mahkeme kuruldu. İstanbul Üniversitesi Rektörü ile sorunları olanlar, rektörden şikayetçi olanlar teker teker komisyon huzuruna çağırılıp şikayetleri dinlendi.
İstanbul Üniversitesi, 17 fakültesi, 1.206 profesörü, 518 doçenti, 368 yardımcı doçenti, 72 öğretim görevlisi, 2.130 araştırma asistanı, 114 uzmanı ve 307 okutmanı ve de 61 bin öğrencisi ile Türkiye'nin en büyük ve en eski üniversitesidir.
Rektörü, üniversiteyi temsil eder. Üniversite saygınlığının sembolüdür. Kanunlara aykırı bir davranış içinde olduğunda yargı organlarının hemen harekete geçmesi gerekir. Bir kamu görevlisinin kanuna aykırı hareketinin olup olmadığını kim veya kimler belirliyor ise, üniversite rektörü hakkında işlem yapacak olanlar da onlardır.
"- Ey ahali... Dolmabahçe'de mahkeme kurduk... Kimin var ise bir şikayeti gelsin, dinleyelim..." denilir ise, müesseseler (kurumlar) zedelenir...
İş yapmak isteyenlerin şevki kırılır... Üniversite rektörleri ve de üniversite üzerinde terör havası estirilir...
Lafları eğip büzmeye, sağ kulağı soldan göstermeye gerek yoktur. Açık olmak erkekliğin şanındandır.
- İstanbul Üniversitesi'ne başörtüsü ile girilmesi isteniyor ise rektörün istifası istenilir. Başörtüsüne izin verecek bir rektör mutlaka bulunur.
- İstanbul Üniversitesi'nde dağınık kürsülerin birleştirilmesi suç ise bu suç nedeniyle rektör mahkemeye verilir. Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr