Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İyimser olmak "iyi" bir şey ama, Türkiye'nin ve halkın durumu hiç de iyi değil. Fazla iyimserlik gerçekleri görmeyi de engelliyor.
(1) Kemal Derviş tek başına bir şey yapamaz. Kemal Derviş "sihirbaz" olsa tek başına bir şey yapamaz. Dünya tecrübesi var ama Ankara'yı tanımıyor. Ankara politikacısı ile bürokratı ile farklı bir yapıya sahip. Bürokrasinin desteği olmadan bir şeyler yapmak imkansız. Ne yazık ki, bürokrasi kendi içinden olmayana, kendi içinden çıkmayana destek olmaz. Köstek olur.
(2) Kemal Derviş geldi diyerek Washington ve New York Türkiye'ye para akıtmaz. Ekonominin kaptanının tanınmış bir kişi olması, güvenilir bir kişi olması önemlidir ama, dış finans çevreleri kişiye değil ülkeye para verir. Para verirken "ülke riski"ni ölçerek para verir. Türkiye şu günlerde riskli bir ülke görünümündedir.
(3) IMF desteği olmadan Türkiye çukurdan çıkamaz. Türkiye önceki istikrar programı döneminde IMF'nin yaptığı yanlışlar nedeniyle "çukura" girdi. Şimdi "çukur"dan çıkma arayışında. Ne yazık ki, IMF desteği almadan çukurdan çıkamaz. Çünkü çukurdan çıkmak için dış kredi kullanmak zorunda. IMF desteği olmadan dış kredi kullanamaz.
(4) IMF, yatırımı, üretimi kalkınmayı düşünmez. Sadece ödemeler dengesine bakar.
IMF'nin hedefi uluslararası ilişkilerde ödemelerin aksamamasıdır. (1) Ülkede enflasyon olmayacak ki parası değerini korusun. Ülke parasının değeri bilinsin. (2) Ülkenin döviz geliri giderine denk olacak ki, ülke dış ödemelerini aksatmasın. Bunun için IMF'nin ülkelere önerdiği "istikrar tedbirleri" paketinde sadece ve sadece (1) Kamu gelirleri ile giderlerinin denkleştirilmesi. (2) Para arzının sınırlandırılması ve bu yoldan enflasyonun kontrol altına alınarak döviz kurunun istikrara kavuşturulması hedef alınır.
IMF istikrar programında (1) Yatırım, (2) Üretim, (3) İstihdam, (4) Kalkınma, (5) Gelir dağılımının düzeltilmesi önem taşımayan, önemi olmayan konulardır.
İşte bunun içindir ki, yeni istikrar programında da yatırım, üretim, istihdam ve kalkınma konuları yer alamayacaktır.
(5) Bankalar sıfırı tüketti, sanayicinin gücü tükendi.
Bu son kriz ve devalüasyon halkı perişan etti. Ama, bankalar sıfırı tüketti. Sanayici perişan oldu. Ekonominin dinamiği bankalardır. Sanayicidir. Toparlanmaları zaman alacaktır.
(6) Özelleştirme ve banka satışları şimdilik hayal.
İçeride kimsede para yok. Yabancılar Türkiye'nin bu durumunda neden bu ülkeye gelsin? Önümüzdeki dönemde özelleştirme ve banka satışları yapılamaz.
(7) Her şeyin iki ayda düzelmesini beklemek hayaldir.
Türkiye'de son krizin faturasını her kesim farklı ölçüde ödeyecek. Kısa sürede eski günlere dönülmesi imkansızdır. Yüksek döviz fiyatı, enflasyon, durgunluk, işsizlik, fakirleşme ve gelir dağılımının daha çok bozulması önümüzdeki günlerin gündemidir.
Hiç kimse, "Kemal Derviş geldi. ABD ve IMF para gönderecek. Her şey eskisi gibi olacak" hayaline kapılmamalıdır.
(8) Bunlar da geçer... Ama deler de geçer!..
Ne demiş büyüklerimiz? "Bunlar da geçer... Ama deler de geçer..." Bizim ekonomimiz mantara benzer. Dibe batmaz. Suyun üzerinde bir o yana bir bu yana yüzer... Gezer... Biz bu çukurdan da çıkarız... Ama zaman alır. Faturayı tüm halkımız öder. Hem de pahalı bir fatura öder... Aynen bundan öncekilerde olduğu gibi...