Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kapari, kapara, gebere, deve dikeni, gebre, kedi tırnağı, şaballah, it kavunu, Hint hıyarı... Bunların hepsi aynı bitki... Maki ikliminin hakim olduğu kıraç topraklarda yetişen kapari bitkisinin çoğalmasını karıncalar sağlıyor. İnsan boyunda bir çalı yığını görünümündeki kapari bitkisi tohumlarının çevresindeki zar, doğal çimlenmeye imkan vermiyor. Sadece ve sadece bu tohumları kışlık yiyecek olan ağızlarında taşımaya çalışan karıncaların salgıladıkları asit ile kabuklar çatlayıp, çimlenebiliyor. Bu nedenledir ki şimdilerde Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatları fidan yetiştirmek isteyenlere yardımcı oluyor.
Kuşadası’ndan Binnaz Mersin’in verdiği bilgilere göre, kapari bitkisi kıraç topraklarda yetişmesine, bakım istememesine ek olarak 150 - 200 yıl ömrü bulunan ve de toprağın 20 ile 400 metre derinliğine inen kökleri nedeniyle toprak kaymasını önleme özelliğine sahip.

Kapari bitkisinin tomurcukları çiçek açmadan toplanıyor. Yüzde 20 tuzlu suya konularak salamurası yapılıyor.
Gene Binnaz Mersin’in bildirdiğine göre, Almanlar kapari tomurcuklarının 472 çeşit kullanımını belirlemişler.
En çok kullanım şekli zengin sofralarında, zengin mutfaklarında, yemeğe süs ve tat vermek için kullanımı. 100 gram kuru maddesinde 67 mg. kalsiyum, 65 mg. fosfor, 9 mg. demir, 64 mg. protein bulunuyor.
Kuvvet verici bir bitki olma özelliği yanında, yaşlanmayı önleyici ve idrar söktürücü özelliği de önemli. Bu nedenle birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor.
Çiçekten sonra salatalık şeklinde irileşen meyve yüksek besin değerleri içerdiğinden hayvan yemi olarak besicilikte değerlendiriliyor.
Kuşadası’nda kurulu Bulova Çiftliği’nden Selim Sabit Pülten’in açıklamalarına göre, aralık ayında dikimi yapılan bir kapari fidesi 3 yıl sonra ürün vermeye başlıyor. Bir kökten günde 15 - 20 kg. ürün toplanabiliyor. Nisan ayında başlayan hasat dönemi ağustos ayına kadar sürüyor.
İzmir’den Mayer Arditi, yirmi yıldır Türkiye’nin kapari ihraç ettiğini, ihracatın yılda 3 bin 500 tona ulaştığını belirtiyor. Mayer Arditi’nin verdiği bilgiye göre Türkiye 4 bin ton, diğer ülkelerde 7 - 8 bin ton kapari üretiliyor.

Yıllık tüketim ise 8 bin tonu geçmiyor. Almanya, Fransa, İtalya, ABD ve Brezilya kaparinin en fazla tüketildiği ülkeler.
Mayer Arditi tuzlu suda korunan kaparinin bir kilosunun tüccarlar tarafından 200 - 500 bin liraya satın alındığını söylüyor. Güneydoğu Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin hazırladığı bir rapora göre, kapari dünya pazarında kilosu 2 - 3 dolardan alıcı bulabiliyor.
Binnaz Mersin kapari bitkisinin Denizli, Aydın, Muğla, Konya, Çorum, Isparta, Manisa, Burdur, Tokat, Adana, Hatay, Adıyaman ve Söke’de, başka bitkilerin yetişmediği kıraç arazilerde yetişebildiğine, bakım ve su istememesi, uzun toplama devresinde çocuklara, kadınlara iş ve ek gelir imkanı sağlaması bakımından büyük ekonomik değer taşıdığına dikkati çekiyor.
Sayın okuyucularım, bu yazıyı okuduktan sonra bakkala, markete uğrayınız... Cam kavanozlarda, tuzlu su içinde salamura halinde satılan kaparilerden ufak bir kavanoz alıp deneyiniz... Belki yemeklerinize verdiği tat hoşunuza gider. Belki de aile fertlerine kuvvet ve sıhhat verir... Denemesi hiç de zor değil...