Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kaymakam adaylarına smokin giydirilmiş. Dans dersi verilmiş. Vay efendim "bu ne züppelik", bu ne "kostüm Atatürkçülüğü" imiş!
Ne olacaktı yani? Kaymakam adaylarına "şalvar" giydirip, "halay" çektirilse idi "milli Atatürkçülük" mü olacaktı?
Önce "smokin" nedir onu hatırlatayım. Smokin akşam davetlerinde, akşam saatlerindeki sosyal olaylarda erkeklerin giydikleri siyah, ceket yakası saten kumaştan yapılmış tören giysisidir. Önü pilili beyaz gömlek ve siyah papyon kravat ile bütünleşir. Doğu’daki ve Batı’daki ülkelerde özel ve resmi davetlerde, sosyal olaylarda erkekler smokin giyer.
Bazı davetlerde ve sosyal olaylarda "smokin" giymek mecburidir. Smokin giymeyen davete, olaya katılamaz. Smokin giyme mecburiyeti olmadığı halde, smokin giymenin usulden olduğu davet ve olaylara smokinsiz katılanlar yadırganır. Küçümsenir.
"Efendim, böyle adet olur mu? Bu adet saçma... Ben bunu kabul edemem..." diyemezsiniz. Adet budur. Buna uymak medeniyetin icabıdır. "Medeniyet smokine mi kalmış?.." diyemezsiniz. Evet medeniyet smokine kalmıştır... Ama siz illa da medeniyete direnmek istiyorsanız... Buyurunuz... Sizi şu tarafa alalım. Başınıza takke, ayağınıza şalvar giyerek toplantılara katılınız...

Ben Mülkiye’den mezun oldum. Geçenlerde Hakk’ın rahmetine kavuşan Mülkiyeli ağabeyimiz Turgut Göle, 1936 yılı Kasım ayında, Mülkiye’nin İstanbul’dan Ankara’ya taşındığı yıl, son sınıf talebesi olarak yaşadıklarını bana anlatmıştı. Turgut Göle’den öğrendiğime göre, Ankara’daki Mülkiye mektebi binasında, kaymakam, vali, hariciyeci ve maliyeci olacakları "medeni insanlar" olarak yetiştirmek için her türlü düzenlemeye özen gösterilmişti. Bütün tuvaletler "alafranga" yapılmıştı. Hepsi yatılı olan öğrenciler yemek salonuna ceket ve kravat ile girmek mecburiyetinde idi. Yemekler, üzeri beyaz kolalı örtülerle kaplı masalarda, porselen tabaklarda yeniliyor, sofralara beyaz eldivenli, beyaz giysili garsonlar hizmet ediyordu. Her Mülkiye öğrencisine davet ve törenlerde giyilmek üzere birer koyu renk elbise ile birer smokin veriliyordu. Ayda bir defa Mükiye’nin sütunlu mermer salonunda, canlı müzik ile dans partileri düzenleniyordu. Bu danslı partilere Mülkiye öğrencileri smokinlerini giyerek katılıyor, konservatuvar ve kız teknik öğretmen okulu, Gazi Eğitim Enstitüsü kız öğrencisi arkadaşları ile dans ediyordu.
1936’da Atatürk hayatta iken kaymakam ve diplomat adaylarının smokin giymeleri, yemek adabı, davet adabı öğrenmeleri "kostüm Atatürkçülüğü" değildi de, şimdi 2002 yılında mı "kostüm Atatürkçülüğü" oldu?
Kaymakamlarımız bu ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasının liderliğini omuzlayan kişilerdir. Şimdilerde sadece Mülkiye’den değil başka yüksek okullardan da kaymakamlık mesleğine girilebiliyor. Son yıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da tanıdığım kaymakamlardan çok, hem de çok etkilendim... Tanıdığım kaymakamlar, yurtdışında bulunmuş, usul, adap bilen, toplumu peşinden sürükleyebilecek nitelikleri taşıyan, aydın, dinamik gençler. Eşleri onlarla bütünleşmiş. Kaymakam eşleri artık evde oturmuyor. Kocalarıyla bulundukları yörenin ekonomik ve sosyal gelişmesi için çırpınıp duruyor.

Rahmetli Turgut Göle’nin oğlu Celal Göle şimdilerde Mülkiye’nin dekanı. Odasının duvarlarına eski Mülkiye’nin resimlerini asmış. Resimlerden birinde, 1937 yılında kaymakam adaylarının beyaz spor giysiler içinde okulun spor salonunda tenis oynadıkları görülüyor.
Şimdilerde kaymakam adayları "kostüm Atatürkçülüğü" uğruna sadece smokin giymiyor. Şimdilerde her yıl 60 kaymakam adayı Mülkiye’nin "yüksek lisans" (master) programına katılıyor. Bu programı bitiren kaymakam adayları, en az bir yıl süre ile İngiltere’ye lisan, görgü ve bilgi eğitimine gönderiliyor. Sonra deneyimli bir idarecinin yanında staj yapıyor. Ondan sonra kaymakam olarak Anadolu’da Türk insanının ekonomik ve sosyal gelişimine yardımcı olmak için görev alıyor. Smokine "takarak", olan biteni basitleştirmeyiniz. Kaymakamın smokini, medeniyetin simgesidir.