Derginin son sayısındaki tablolara baktım. Türkiyenin "kendi ligindeki ülkelerle karşılaştırıldığında" durumunun hiç de fena olmadığını, hatta iyi olduğunu görerek sevindim. Bu hafta sonu sayın okuyucularıma "güzel şeylerden söz etmek için", The Economistten aktarmalar yapacağım. İngilterede yayımlanan The Economist isimli derginin arka sayfalarında dünya ülkelerindeki ekonomilerde olan biteni izlemeye imkân veren tablolar vardır. Sanayi üretimimizin temmuz ayı itibariyle yüzde 12.8 büyüdüğü görülüyor. Dünyada sanayi üretiminde rekor kırdığı söylenen Çinin ağustos ayı itibariyle sanayi üretim artışı bizim biraz üzerimizde: Yüzde 15.9. Biz, Güney Kore, Malezya, Tayvan gibi Asya Kaplanları ile sanayi üretim artışında yarışır durumdayız. Batıdan söz etmiyorum. Çünkü Batı ülkelerinde sanayi üretim artışı yavaşlamış durumda. ABDde yüzde 5.2, euro bölgesinde yüzde 1.9 sanayi üretimi artışı var. Üretim artışı Almanyada yüzde 2.2, Fransada yüzde 2.5. (1) 2004 yılında sanayi üretimimiz rekor sayılacak durumda Ekonominin büyümesi, yurtiçi gayri safi milli gelir rakamındaki artış oranından izleniyor. Yılın ilk yarısı itibariyle bizim büyüme hızımız yüzde 13.4. Biz, yüzde 13.6 büyüme hızı tutturan Venezüelladan sonra dünya ikincisiyiz. Hızlı büyüme şampiyonu Çinde büyüme yüzde 9.6. Biz tüm Asya Kaplanlarının önünde koşar durumdayız. (2) Ekonomimiz hızlı büyüyor Biz yüksek tüketici fiyatları artışıyla uzun yıllar "kötü görünüm" verdik. Tabloda eylül ayı itibariyle yüzde 9.0 oranındaki tüketici fiyatları artış oranı, bize benzeyen ülkelerdeki oranlara yaklaşmakta olduğumuzu gösteriyor ama, gene de ABDnin yüzde 3.4, euro bölgesi ülkelerinin yüzde 3.1 oranındaki (üretici fiyatları) artış oranının çok üzerinde. Bunlar iyilikler... Ya sorunlar ne durumda?(1) Ağustos ayı itibariyle -31.2 milyar dolarlık dış ticaret açığıyla kendi ligimizde, en fazla dış ticaret açığı veren ülkelerden biriyiz. 12.4 milyar dolarlık (yıllık) döviz açığımız da dikkati çekiyor.(2) Dünyada hükümetler dolarla borçlanırken yüzde 2.0 - 5.4, euro ile borçlanırken 2.1 - 2.5 faiz öderken, bizim hükümetimiz Türk lirasıyla borçlanırken yüzde 25 dolayında faiz ödüyor. Dünyada şirketler yüzde 5 - 6 faizle kredi bulurken, bizim şirketlerimizin TL ile aldıkları kredilerin maliyeti yüzde 30 - 40larda dolanıyor.Sorunları unutmayalım. İyiliklere sevinelim. Ama iyiliklerin "sürdürülebilir" iyilikler olmasına dikkat edelim. Unutmayınız, başka ülkeler daha önce koşuya başladığından aramızda büyük mesafe var. Biz hızlı koşarak bu mesafeyi kapamaya mecburuz. (3) Enflasyon düşüyor Ekonominin milli gelir büyüme hızı Sanayi üretim artış hızı Tüketici fiyatları artışıTürkiye 13.4 12.8 9.0Arjantin 7.0 8.4 5.8Brezilya 5.7 9.6 7.2İsrail 3.0 1.9 0.5Rusya 7.4 6.8 11.5Çin 9.6 15.9 5.3Hindistan 7.4 7.9 4.6Malezya 8.0 10.6 1.4Filipinler 6.2 -0.4 6.9G. Kore 5.5 12.8 3.9Tayvan 7.7 8.8 2.8Çek Cum. 4.1 11.0 3.4Polonya 6.1 13.5 4.6 Kaynak: The Economist, Ekim 9 - 15. guras@milliyet.com.tr Türkiye "kendi liginde"hiç de kötü durumda değil