Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kars şehri deniz seviyesinden yaklaşık 1.750 metre yükseklikte bir plato üzerine kurulmuş. Havası "sağlam mı sağlam". Sabahın erken saatlerinde "dipdiri" uyanıyorsunuz. Pazar sabahı gün doğarken uyandım. Digor yolundan İstasyon yoluna geçtim. Subasan Mahallesi'ne doğru yürüdüm. Kars'ın içinde İstanbul'daki "Ataköy Mahallesi"ne benzer iki modern mahalle var. Biri, kalenin yanındaki tepelerin üzerine inşa edilen önünde kocaman bir Türk bayrağının dalgalandığı Subay Evleri Mahallesi, öbürü Subasan Mahallesi'ndeki "Polis Sitesi". Polis Sitesi'ndeki binalar çok katlı, kaloriferli apartman blokları. On beş, yirmi blok apartmanın etrafı duvarla çevrilmiş. Duvarın üzerine mavi - beyaz boyalı demir parmaklık konulmuş.
Sitenin duvarlarının dibindeki, tek katlı taş evlerden birinin önündeki bahçede çalışanlar dikkatimi çekti. Sabah sabah kalkmışlar, ahırdaki hayvan pisliklerini el arabası ile bahçeye taşıyorlar. Toprağa yayıyorlar. Daha önce yaydıklarını kürekle karıştırıp harmanlıyorlar. Öte yanda gençler kurumuş tezekleri kürek ile kalıp gibi kesiyor ve yanlamasına diziyorlar.
Ailenin küçük çocukları ise Polis Sitesi'nin duvarına tırmanmış. Onlar mavi parmaklığın bir yanında, sitede oturanların çocukları öbür yanda, sohbet ediyorlar. İki taraftaki çocuklar da parmaklığın öte yanına hayretle bakıyorlar.
Kars'ın yan mahallelerinden başlayarak tüm köylerinde şu günlerde insanların tek uğraşısı tezek üretimi. Çünkü Kars platosunda ağaç yok, kömür yok. Tek yakıt maddesi tezek. Bahçeler "tezek bahçesi" haline gelmiş.
Tezeğin üç cinsi var. Sığır tezeği "kerme", koyun tezeği "buşgul", at tezeği "teşgul". At, çok ot yediğinden tezeğinin kalorisi az. En makbul tezek koyun fışkısı olan "buşgul". Sığır tezeğinin bir de samanlısı var ki, "tepik" adı verilen bu samanlı tezek kalorisi az olduğundan makbul değil.
Hayvanların otlakta, tarlada bıraktıkları tezeklere "yabani" adı veriliyor. Koyun fışkısı "basma" olarak da adlandırılıyor. Tarladaki kurumuş tezekler araba ile toplanıyor. Sekiz ay süren kış mevsiminden çıkan Karslılar tezeği genelde kendileri için üretiyor. Yeterli tezeği olmayan "bir motor (traktör römorku) mal (sığır) tezeğini 10 milyon liraya satın alıyor. Koyun tezeğinin motoru 20 milyon lira.
Ocaklı köyü, Kars'a 40 kilometre uzaklıkta eski bir köy. Bütün evler siyah yığma taştan yapılmış. Genelde bu evler bir göz. Çok azı iki göz. Karnı burnunda, yüzü "ay parçası", yanakları pespembe, gözleri yeşil bir genç hanım, elleri pisliğe bulanmış, tezek karıyor. Peşinde iki yaşlarında saçları sarı, gözü yeşil, yanaklarından kan damlayan bir kız koşuşturuyor. Kızın ayakları çıplak. İki, üç günlük kir içinde!.. "Bacım, kolay gelsin" diyoruz... Güler yüzü ile "Buyurun..." diyor. İsmi Nuriye Aras. İlkokul mezunu. "- Kışa hazırlık yapıyoruz... Aslında kıştan yeni çıktık ya..." diyor. İleride yerden iki karış yükselen bir su borusu ve borunun ucunda bir musluk var... Çevrenin ve özellikle küçük çocuğun pisliğinin verdiği rahatsızlıkla uyarıyoruz. "Bacım şurada musluk var... Kızın yüzünü, ayağını bir yıkasan!.." "Amca beeee" diyor, Nuriye... "Musluk yeni takıldı. Bizim köy yıllardır susuz... Musluk takıldı ama su daha gelmedi..." O sırada evden çocuk ağlaması sesi duyuluyor. Nuriye, "Bana müsaade... Beşikteki ağlıyor" diyerek uzaklaşırken elindeki küreği peşinde dolanan küçük kızın eline sıkıştırıyor. Elini eteğine siliyor. Eve giriyor...
Ocaklı köyünden, ilkokul mezunu, üçüncü çocuğunu bekleyen güzeller güzeli on dokuz yaşındaki Nuriye Bacı'nın geçen hafta sonu neler yaptığını uzun uzun anlatmamın bir nedeni var. Bakınız bakalım, gazete sayfalarına, TV ekranına yansıyan "erkeklerle günlük birliktelikleriyle ün yapmış hanımlar" ile, Doğu'da yaşam savaşı veren hanımlar arasında ne büyük bir uçurum var...



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr