Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dikkat edilirse, bankalarımız şimdi KOBİ’cilerin peşine düşmüş durumda... KOBİ kredileri dağıtıyorlar. KOBİ kredisi dağıtmada bankalar arasında büyük yarış var.
Son bilgilere göre, kamu bankaları, özel bankalar, yabancı bankalar toplam 1.5 milyon KOBİ müşterisine toplam 92 milyar YTL kredi dağıtmış. KOBİ’lere verilen kredilerin 71.7 milyar YTL’lik kısmı Türk parası 20.3 milyar YTL’lik kısmı yabancı para kredisi.
BDDK’nın haziran sonu verilerine göre, bankaların 342 milyar YTL’lik toplam kredilerinin yüzde 26.9’unu (dörtte birinden fazlası) KOBİ kredileri oluşturuyor.
KOBİ’cilerin peşinde sadece bankacılar yok. İthal makineciler de var... KOBİ’ciler hem bankacıların hem ithal makinecilerin kıskacında.
İthal makineciler diyor ki, “Vatandaş, döviz sudan ucuz... Çinden, Japonya’dan gelen makineler 3 para, 5 para... Ne duruyorsun, bir makine al. Kendi işini kur. Veya işini büyüt... param yok diye dertlenme... Leasing kredisi alırız. Nakit kredi alırız... Karının bileziklerini de eklersin... Olur biter...”

Herkes KOBİ’cinin peşinde
Bankalar diyor ki, “Vatandaş... Biz artık KOBİ bankası olduk... Gel sana kredi verelim... At imzayı. Ver evinin tapusunu... Olsun bitsin...”
Büyük firmalar bankalardan kredi kullanmıyor. Doğrudan dışarıdan dövizle borçlanıyor. Konut kredisi yavaşladı. Otomobil kredisi alan yok. İhtiyaç kredisi ile kredi kartında doyma noktasına gelindi. Bu durumda bankaların (özeli ve kamusuyla, yerlisi ve yabancısıyla) KOBİ’cilerin peşine düşmesinden doğal ne olabilir?
Eskiden nasıl ki tiyatro grupları Anadolu turnesine çıkardı... İşte o biçim. Şimdilerde bankalar Anadolu turunda şehir şehir geziyor. KOBİ’ci avına çıkıyor.

İyi de acaba KOBİ’ciler ne durumda?
Bursa’dan okuyucum Ahmet İslar KOBİ’cilerin durumunu anlatıyor. Aynen aktarıyorum: “Otuz yıllık küçük sanayiciyim. Şimdi bana, “Sen KOBİ’sin” diyorlar. Bursa’da 3 küçük sanayi sitesinde KOBİ’cilere yer kalmadı. Her gün yeni bir KOBİ açılıyor.
Bir usta “Yahu, ben neden başkası için çalışıyorum? Kendi işyerimi kurarım” diye yola çıkıyor. Veya ithal makineci veya bankacı onu kandırıyor. “Makine ucuz, kredi kolay. Al makineni, kendi işyerini aç” diyor. Ya da zaten işyeri olana “Makine ucuz, kredi kolay iken, bir makine daha al” deniliyor. Küçük sanayide (pardon KOBİ’lerde) zaten kapasite fazlası var. İşi en iyi olanda makineler yüzde 25 kapasiteyle çalışıyor. 

Makineler boş duruyor
Böyleyken, her KOBİ kredisi makine parkına en az 50 bin dolarlık yeni bir ithal makinenin eklenmesine yol açıyor. Makineyi satan memnun, krediyi veren memnun. Küçük sanayici (pardon KOBİ’ci) hem üretecek hem satacak. Üretmeyi bilse, satmayı bilmez. Satmaya çalışsa, üretime vakti kalmaz.
Bu şartlarda gereksiz makinelere, bilinçsizce yatırım yapılıyor. Küçük sanayici kaldıramayacağı kredi yükünün altına giriyor. Olan bitenden hem insanlar hem ekonomi zarar görüyor...
Bankaların kredi verelim, nasıl olsa teminatı var anlayışını terk ederek ve de yöresel makine envanterini dikkate alarak kredi dağıtmaları gerekir. Bunu bankalardan isteyebiliriz, bekleyebiliriz. Ama ikinci aşamada yapılacak olan, boş duran veya eksik kapasiteyle çalışan KOBİ’leri birleştirmek, gruplandırarak ekonomik birimler haline getirmektir. Bunu kim yapacak? Bunu yapacak olan yok. Kendi kendilerine de yapamazlar... Ne olacak?”
Bursalı okuyucum, “Ben Bursa’daki durumu anlattım. Başka şehirlerde durum nasıldır bilemiyorum” diyor.

KOBİ’lere para ve makine satma yarışı hızlandı