Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu tartışmalarda, Koç ve Sabancı dışındaki gruplar arasında da bugüne kadar ciddi bir ortaklık gerçekleşmediği, ciddi işbirliği örneklerine rastlanmadığı unutulur.Bizim büyük sermaye gruplarımız henüz "aile işletmesi" statüsünden kurtulamadı. Ciddi ortaklıklar ve işbirliği ancak "kurumsal yapıya kavuşmuş" sermaye grupları arasında olabilir. Kurumsal yapıda yönetim "sermaye sahipleri"nin temsilcisidir. Sermayenin tümüne karşı sorumludur. Aile şirketlerinde, ailelerin hâkim olduğu sermaye gruplarında sermaye çoğunluğuna sahip aile, yönetimi de elinde tutmak ister. Şirkete (ortaklığa) sermaye koyduğu halde azınlıkta kaldığı için yönetimde söz sahibi olamayan aileler ya gerçekten dışlanır ya da dışlanmışlık duygusuyla huzursuz olur.Anadolu şehirlerinde ekonomide, tarımda öne çıkabilen aileler arasında bile ortaklık, işbirliği yürüyemez. Uzun süreli kişisel ortaklıkların ömrü kısa olur. Sık sık tartışılır. "Koç ve Sabancı neden bir araya gelerek bir büyük yatırım yapmazlar?" İstanbul'da "gayrimüslim" işadamları, iş grupları hâkimiyetinden sonra piyasaya girebilmiş ve uzun süre yaşama başarısı gösterebilmiş, büyümüş aile şirketlerine bakınız. Koç ve Sabancı grupları dışında Eczacıbaşı, Ercan, Borusan, Tekfen, Dinçkök, Karamehmet, Çolakoğlu, Doğan gruplarından hangisi veya hangileri uzun süreli, ciddi işbirliği ve ortaklık ilişkisi içine girebildi?Bankacı Ahmet Dallı, 1960 yılların ortalarında Koç ve Sabancı gruplarını ortak bir yatırım şemsiyesi altında işbirliğine zorladı. Fiat kamyon çekicileri montajı yapacak "Otoyol" şirketine Koç ve Sabancı grubu, eşit ortaklık payıyla katıldı. Kısa bir süre sonra Koç grubunun üçüncü ortağın hisse senetlerini satın alarak yönetime hâkim olmasıyla, bu iki grup arasındaki ilk ve son ortaklık bozuldu.Koç ve Sabancı grupları arasındaki ilk ortaklığın bozulmasına rağmen iki aile arasındaki iş ilişkileri ve dostluk devam etti. Ortak iş yapamıyoruz 1970'li yıllarda Koç grubunun gerçekleştirdiği yatırımların finansmanına Akbank kredi vererek büyük katkı sağladı. Sabancı grubunun gelişmesini bir bankaya sahip olmaya bağlayan Koç grubu, Cabir Selek'in hâkim olduğu hisseleri satın alarak Garanti Bankası'nı satın alma arayışına girdi.Koç grubu bankanın çoğunluk hisselerine sahip olmasına rağmen, azınlık hissesiyle yönetime katılan Sabancı grubu temsilcilerinin müdahaleleri nedeniyle yönetime hâkim olamayınca Garanti Bankası'nı elden çıkarmak zorunda kaldı. Açık anlatımıyla Garanti Bankası ortaklığı Koç ve Sabancı grupları için bir "işbirliği örneği" değil, bir "rekabet olayıdır."İş âleminde "olmayanı-olamayanı" zorlamaya gelmez. Bizim kanımızda "ferdiyetçilik" var. Bizler hangi konuda bir araya gelebiliyoruz ki, paralarımızı birbirimize emanet ederek ortak şirketler kuralım?Koç ve Sabancı ailelerinin genç kuşakları gruplarda sorumluluk almaya başladıklarında güzel söylemlerde bulundular. Belli projelerde işbirliğinden söz ettiler. Ama bir süre sonra bütün bunlar unutuldu.Bizde bir söz vardır: "Dostluk başka, iş başka" derler. İşte o biçim. Bizim büyük sermaye gruplarımıza sahip ailelerin üyeleri birbiriyle çok iyi dost-arkadaş. Ama alışveriş işe girince bir araya gelemiyorlar. guras@milliyet.com.tr Garanti, rekabet idi