Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün "Reuters" haber ajansı, Servet Yıldırım'ın ilginç bir haberini yayımladı. Servet Yıldırım, temmuz ayında IMF'ye verilen mektupta, Türkiye'nin almayı taahhüt ettiği tedbirleri sıraladıktan sonra, IMF temsilcileriyle yapılan müzakereler sonunda kur ayarlamalarında, "Crawling Peg" sisteminin benimsendiğini belirtiyordu.
Sayın okuyucularıma "Crawling Peg"de neler olacağını açıklamadan, ön bilgi vereyim.
IMF temsilcileri son gelişlerinde, hazırlıklı gelmişlerdi. Türkiye benzeri ekonomik sorunlarla karşılaşan ülkelerde, durumu düzeltmek için yapılanları derlemişler ve bu deneyimlere dayalı olarak Türkiye için alternatif "kurtuluş reçeteleri" hazırlamışlardı.
IMF uzmanları bu reçeteleri "dikte etmek" için değil, "seç seç al, beğen beğen al" demek için masaya koydular. Anlaşıldığı kadarı ile alternatif reçetelerden ikisi üzerinde duruldu: Birincisi yabancıların "Currency Board" dedikleri "Para Kurulu", ikincisi yabancıların "Crawling Peg" dedikleri ve bizim için yeni olan bir sistem.
Para Kurulu denilen sistem kabaca, okkalı bir devalüasyondan sonra Türk lirasının dolara bağlanmasını, piyasaya dolar kadar Türk lirası çıkarılmasını hedef alıyordu.
Crawling Peg denilen sistemde ise, dövizin uzun sürede ulaşacağı kur belirleniyor. O hedef rakama doğru belli tarihlerde dövizin kurunun ne olacağı açıklanıyor. Basitleştirerek anlatayım. Dolar bugün 435 bin lira. Diyelim ki, hedef yıllık yüzde 28 - yüzde 30'luk bir değer artışı. Doların 2000 yılı Ağustos ayında 560 bin lira olması hedef alındı. Buna göre 1999 Ağustos ayından 2000 yılı Ağustos ayına doğru bir koridor belirleniyor. Bu koridorda her ay veya her üç ayda bir doların kaç liralık değer artışı ile ilerleyeceği açıklanıyor. Para otoriteleri ufak dalgalanmalarla dolar fiyatının bu koridor dışına çıkmamasına özen gösteriyor.
Dolar alanlar, satanlar, kullananlar doların her ay veya her üç ayda bir koridorda (veya fiyat bandında) alt ve üst limitler arasında nasıl seyredeceğini biliyor. Örneğimizde doların her ay 5 bin lira değer kazanacağını, Aralık'ta 480 bin liraya, 2000 yılı Şubat'ında 500 bin liraya ulaşacağını hesaplamak ve bilmek mümkün.
Bu sisteme Deniz Gökçe'nin hazırlayıp, Şeref Özgencil'in yayımladığı "Para ve Finans Ansiklopedisi"nde İlker Parasız "Kayan Parite Sistemi" adını vermiş. Ercan Kumcu ise, "Değişken Kur Sistemi" diyor.
Kayan Band Sistemi veya Kayan Parite Sistemi, olayı daha iyi anlatır gibi... Demek ki bundan sonra tartışma gündemimize yeni bir konu daha giriyor. Yeni bir kurtuluş reçetesi daha ortaya çıkıyor. Yaşasın "Kayan Parite Sistemi"...