Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bırakınız kurtarmayı, "Kurtar bizi baba" diyenlere muhatap olmak bile ABD’de politikacıların başını derde sokuyor. Enron olayı, 1972 yılında Başkan Nikson’ı koltuğundan eden Watergate olayı benzeri bir skandala dönüşmek üzere.
Enron, ABD’nin 7’nci büyük dev şirketi idi. Bu şirketin merkezi Başkan Bush’un memleketi Houston’da. Bu nedenle şirketin yöneticilerinin başkan ile yakın dostlukları var. Başkan’ın seçim kampanyasına para yardımı yaparak katıldılar. Şirket geçen aralık ayında iflas etti. Şimdi şirket yöneticilerinin batmadan önce "Kurtar bizi baba" diyerek Beyaz Saray nezdinde girişimde bulunmaları ortaya çıktı. Beyaz Saray çevrelerinin şirketi kurtarmak için bir şeyler yaptıklarına ilişkin işaret yok ama... Sadece ve sadece güç durumdaki şirket yöneticilerinin parasal ilişkilerin verdiği cesaret ile Beyaz Saray nezdinde girişimde bulunmaları bile ABD’de skandal yaratabiliyor.
Enron, Teksas’ta kurulan ama ABD içinde ve dünyada elektrik enerjisi ve doğalgaz üzerine iş yapan bir dev kuruluş. Enron’un Türkiye’de 3 yatırımda ortaklığı var. (1) Marmara Ereğlisi’nde 480 MG. gücünde doğalgaz santralı inşa eden Trakya Elektrik A. Ş. ‘nin yüzde 50 payına sahip. Yüzde 10 pay GAMA’nın yüzde 40 pay diğer şirketlerin. (2) Petrol dağıtım şirketi OPET’de ortaklığı var. (3) Trakya’da doğalgaz arayan bir şirketi mevcut.

1996 yılında 13.2 milyar dolar faaliyet geliri olan bu şirket o kadar hızlı büyüdü ki, 2000 yılında faaliyet geliri 100.7 milyar dolara (Türkiye milli gelirinin yarısına) ulaştı. Net geliri ise 1.2 milyar dolardı. Aktif büyüklüğü 65.5 milyar dolar olan şirketin borsadaki piyasa değeri 80 milyar dolar olarak hesaplanıyordu. Bir hisse senedi 60 dolardan alınıp satılıyordu.
Hızlı büyümeye paralel olarak fon akımının düzenlenememesi nedeniyle şirket darboğaza girdi. Geçen yılın aralık ayı sonunda toplam 16.8 milyar dolar borcunu çeviremediği için iflas etti. 21 bin dolayındaki çalışanı, sosyal güvenlik primleri şirket hisselerine yatırıldığından ve de bu hisselerin değeri düştüğünden tazminat ve emeklilik haklarını kaybettiler. Borsadan hisse senedi alanlar zarara uğradı. Kredi veren büyük bankalar sarsıldı.
Şimdi tartışılan bu şirket batarken yönetim sorumluluğuna sahip Kenneth L. Lay’in Başkan Bush ve arkadaşlarıyla ilişkisi.
Enron konusunu bugün gündemin başına oturtan gelişme, yönetici Lay’in, Başkan Bush’un arkadaşları Ticaret Bakanı Ronald L. Evans’ı ve Hazine Bakanı Paul H. O’Nail’i arayarak şirketin kurtarılması konusunda yardım istediğinin ortaya çıkması.

Çünkü Enron’un batışını hızlandıran önemli gelişmeler şirketi satın alarak kurtarmaya talep olan Dynegy’nin son anda vazgeçmesi ile Moody’s değerlendirme kuruluşunun kredi yeterlilik notunu aşağıya indirerek, Enron’a akacak imkanların önüne set çekmesi. Bu konularda Beyaz Saray çevresinin yardımcı olabileceği söyleniyor. Başkan Bush bu gelişmeleri yeni öğrendiğini, Başsavcı Aseroft hiçbir şey bilmediğini belirtiyor. Hem Başkan ve Başsavcı acele ve geniş bir soruşturma açtırarak kendilerini temize çıkarma telaşında.
Kafaları karıştıran bir gelişme ise, Enron’un deneyiminden sorumlu ünlü Arthur Andersen grubunun, Enron ile ilgili bazı belgelerin ve elektronik ortamda saklanan bilgilerin geriye dönük olarak "imha edildiğini" kabul etmesi. Bu belge ve bilgi imhası, olayın gizlenen boyutları olduğu şüphesini güçlendiriyor. Bakalım, bazı çevrelerin bekleyişi doğrultusunda Enron olayı yeni bir Watergate olayına dönüşecek mi?
Bakalım bizim Büyük Türk Büyükleri Enron olayından kendilerine ders çıkarabilecek mi?