Yıllar önce İstanbul’da Taksim Gezisi’nin altındaki dükkanda ilk McDonald’s mağazası açıldığında, "Türkiye de artık dünyanın zengin ülkeleri arasına girdi. Bizde de Amerikan köftecisi dükkan açtı" diyerek bayram etmiştik.
Amerikan köftecisi Türkiye’de hızla yayıldı. Büyük şehirlerde çok sayıda dükkan açtı. McDonald’s isminin "parlaklığı" ve de ismin "Amerika" ile bütünleşmesi "cesur - korkusuz" bir yayılma politikası uygulamasına neden oldu.
Örneğin İstanbul’da Ortaköy’de tarihi camiin önündeki binanın tepesine, minareleri gölgeleyen kocaman ve ışıklı "M" sembolü dikildi. Bu "çarpıcı" görüntü dünyanın en çok okunan dergi ve gazetelerinde yer aldı. Ortaköy halkının, Ortaköy’ü sevenlerin ve de bu çelişkiyi görenlerin mücadelesi sonuç vermedi. Firma "M" harfini yerinden kıpırdatmadı.
Geçen yıl Dolmabahçe’deki İnönü Stadı’nın saraya bakan ana kapısının iki yanına kocaman harflerle McDonald’s yazıları asıldı. Stada McDonald’s bayrağı çekildi. Ben, bu sütunda bu çelişkiyi anlatmaya çabaladım. Kültür Bakanlığı, Boğaziçi İmar Müdürlüğü, harekete geçti. Yazıları kimse duvardan söktüremedi.
Ankara’da ODTÜ’de McDonald’s’ın açtığı dükkanı kapatmak için dört yıldır öğrencilerin sürdürdüğü mücadele sonuç vermedi. McDonald’s mağazası faaliyetini sürdürdü...
Derken bir gün Ortaköy’de, camiin önündeki yüksek katlı kırmızı binanın damındaki koskoca "M" harfi yok oldu. Dolmabahçe’deki stadın kapısının iki yanındaki kocaman McDonald’s harfleri yerinden söküldü. Bayrak indirildi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsündeki McDonald’s mağazası 15 Aralık’ta kapandı.
Sadece onlar değil çok sayıda McDonald’s mağazası kapandı... Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsündeki köfteci dükkanının kapanmasında belki öğrenci mücadelelerinin etkisi olmuştur ama dört yıl mücadeleye rağmen kapanmayıp, şimdi diğer dükkanlarla birlikte bu dükkanın da kapanmasının bir başka nedeni vardır. Bu neden, "ekonomi"dir. Amerikan köftesini Türk halkı şimdi pahalı bulmaktadır. Amerikan köftesinin fiyatı artmadı ama, Türk halkının Türk lirası olarak eline geçen gelir azaldı. Bir "Big Mac" (büyük boy Amerikan köftesi) ABD’de ve diğer ülkelerde 2.60 dolara satılıyor. Türkiye’de bunun dolar kurundan karşılığı 3 milyon 800 bin Türk lirası eder. Amerikan köftecisi bu büyük boy köfteyi Türkiye’de 2.00 dolara sattığı halde müşteri bulamadığından dükkanını kapatıyor.
McDonald’s dükkanları sadece Türkiye’de değil, başka ülkelerde de hızla kapanıyor. Ama o ülkelerdeki kapanış nedeni ekonomi değil, "ideolojik". Çünkü McDonald’s’ın sembolü "M" küreselleşme ve ABD karşıtlarının hedefi haline geldi.
1990’lı yılların başında McDonald’s’ın "M" harfinin Rusya’da Puşkin Meydanı’na dikilmesi, 1990’lı yılların sonlarında Çin’de Pekin’in duvarlarını "M" harfli afişlerin süslemesi Rusya ve Çin’in dünyaya açılmasının, bu ülke pazarlarının Amerikalı kapitalistlere açılmasının sembolü olarak kabulleniliyordu.
Fakat günümüzde Seattle, Quebec, Paris ve Milano’daki uluslararası toplantılarda küreselleşme karşıtlarının çıkardıkları olaylarda "M" sembolüne saldırı olağan hale geldi.
ABD’de ve dünyanın değişik ülkelerinde 28 bin köfteci dükkanını simgeleyen "M" logosunun sihrini bozan ilk olay 1994 yılında, "iki iyi niyetli İngiliz çevrecisinin, tamamen çevreci kuşkular ile" McDonald’s aleyhine İngiliz mahkemelerinde açtıkları davadır. McDonald’s firması dünyanın en büyük avukatlık firmalarıyla bu iki amatör çevreci İngiliz’in, Morris ve Steel’in karşısına dikildi. McDonald’s iki yıl süren davayı kazandı ama dünya çevrecilerini ve kamuoyunu kaybetti. Daha sonra sendikal hareketler, "deli dana hastalığı" da McDonald’s’ın imajını yıprattı.
Dünyanın en başarılı köfte zinciri, en tanınmış markası dünyada küreselleşme karşıtları ile boğuşmaya çabalarken Türkiye’de fakirleşmenin "tokadını" yedi.