Halil Ali İstanbulda mensucat satarken 1928 yılında iplik taciri Musevi asıllı iki işadamının Joseph Behar ile Tarantoların el tezgahlarına gönderilecek iplikleri boyayan Fındıklıdaki "Mensucat Santral" isimli tesisine ortak oluyor. Oğlu Fuad Avrupadaki tahsilini tamamlayınca bu boya tesisinde çalışmak için İstanbula dönüyor. Fakat ortaklar arasındaki anlaşmazlık sonucu tesis kapanınca Fuad iplik boyayacak değil, ithal edilen ipliklerden bez dokuyacak bir fabrika kurma arayışına giriyor. Halil Ali Balkan Harbinden önce Selanikten İstanbula göç eden ailelerden. Kayınpederi Refik Recep, Selanikte mensucat ticareti ile uğraşıyor. Kayınpederinin kardeşi Emin Recepin İngilterenin Manchester şehrinde ürettirdiği malları Selanikte, İstanbulda pazarlıyor. Halil Ali İstanbula gelirken, kardeşi Nazım Ali daha uzaklara Buenos Airese giderek orada dükkân açıyor. Hurdalıktan topluyor Mensucat Santralın kurucusu Fuad Bezmen şimdilerde 93 yaşında. Kız kardeşinin gelini Nermin Bezmen, Fuad Bezmenin hayat hikayesini derledi. (Fuad Bezmen, Bir Duayenin Hatıratı, Derleyen Nermin Bezmen, PMR yayını, üçüncü baskı, 220 sayfa)Nermin Bezmen kitabın giriş bölümünde, "Üç padişah, bir halife ve on cumhurbaşkanı zamanında yaşamış olan sanayici Fuad Bezmenin bu anıları ile ders vermek amacı gütmüyor" diye yazmış ise de, anlatılanlardan yazılanlardan alınacak çok ders var. Aile içi çatışmaların, aile işletmelerinin parçalanmasına nasıl yol açtığı, denetimi kabul etmeyen aile üyesi yöneticilerin dev kuruluşları nasıl batırdığı kitapta uzun uzun anlatılıyor. Baba Halil Ali, nasıl oğlu Fuada sanayicilikte imkan tanıdı ise Fuad Bezmen de oğlu Halile aynı şekilde imkân tanıyor. Ama Halil babasından farklı bir arayışa giriyor. Özkaynaklarla sınırlı büyüme yerine kredi kullanarak çabuk büyüme yoluna sapıyor. Sadece ana faaliyet konusu olan tekstil sanayiinde değil, yeni alanlarda da krediye dayalı olarak büyümek istiyor. Yıl 1932. Sanayi Bakanlığının Gümrük İthalat Rejimi Kararnamesi ile, dokuma sanayiinde fazla üretimi engellemek amacıyla makine ithalatı yasaklanıyor. Sanayiciye, ancak sahip olduğu eski makineleri parçalaması şartı ile makine getirme izini veriliyor. Bunun üzerine Fuad, Bursada hurdalıklardan dokuma makineleri topluyor. Adapazarında iflas eden bir tüccarın makinelerini alıyor. Bunları İstanbula taşıyarak bir yere diziyor. Sanayi Bakanlığına müracaat ediyor. Ankaradan gelen heyet huzurunda makineler balyoz ile kırılıyor. Kullanılamaz hale getiriliyor. Zabıt tutuluyor. Bu zabıt ile Fuada yeni makine ithal izni veriliyor. Ve böylece 1934 yılında Kazlıçeşmede sur dibinde "Mensucat Santral" dokuma fabrikası kurulabiliyor. Şişe Camı da alacaktı Fuad Bezmenin hayat hikayesi yayımlandığından bu yana kitap tanıtımında genelde oğlu Halil Bezmen ile olan ilişkilerine ve eleştirilerine ait bölümler öne çıkarıldı.Halbuki kitapta, Cumhuriyet döneminin başından bugüne Türkiye ekonomisinin ve sanayileşme hareketinin gelişmesiyle ilgili önemli bilgiler var. Örneğin bugün kaçımız Birinci Dünya Savaşı dönemindeki El Koyma Kanunu uygulamasını biliyoruz? Bu kanunla dokuma fabrikalarının tüm üretimine el konuluyordu. Bez karşılığı olarak da fabrikalara yüzde 12 fire hesabı ile pamuk veriliyordu. El konulan bezler Sümerbank tarafından "vesika" ile halka dağıtılıyordu. Fabrika yüzde 12 fire yerine yüzde 3 fire ile çalışınca, geriye kalan yüzde 9 oranındaki bezin o günün şartlarında piyasada "vesikasız olarak" satışı fabrikaya iyi para bırakıyordu. guras@milliyet.com.tr Günün dengesiz şartları onu yüreklendiriyor. İş Bankasının iştiraklerinden Rabakı, Koruma Tarımı satın alıyor. Şişe Camı da satın almak üzere iken borçların altında eziliyor. Koskoca "Mensucat Santral" imparatorluğu çökerken, yok olurken, o da yurtdışına kaçmak zorunda kalıyor.