Bizim Merkez Bankamız ise, "Sıcak para olmaz ise, 30 milyarı aşan döviz açığını kapatamayız. İş ki döviz gelsin. Biz Türk lirasının aşırı değerlenmesini umursamayız. Döviz fiyatını sabit tutarız. Böylece döviz getirip bonoya yatıranlar net yüzde 21 faiz alır. 100 getiren bir yılda 121 götürür" diyor.Tayland'ın döviz açığı sorunu yok ama, bizim Merkez Bankamız yılda 30 milyar doları açan cari açığın (döviz açığının) finansmanı için sıcak paraya mahkûm.Bizde yanlış olan, faizi yüksek tutarak ülkeye fazla miktarda döviz girişine kapı açmak. Bu sıcak döviz girişi sayesinde döviz fiyatını ucuzlatarak enflasyonu aşağıya çekmeye çalışmak. Bunun ekonomiye ağır faturası var. Ve de bunu sürdürmek mümkün değil. Tayland'a sıcak paranın girişi güçleştirildi. Tayland Merkez Bankası dedi ki, "Sıcak para yüzünden Tayland parası aşırı değerleniyor. Döviz ucuzluyor. İhracat gücümüzü kaybediyoruz. İhracat olmadan büyüme olmaz. Bizim döviz açığımız yok. Fazlamız var. Sıcak para bizim ekonomimize zarar veriyor. Sıcak para olarak 100 dolar getirenin 30 dolarını bir yıl bloke ederiz. 30 dolarının bloke edilmesini istemeyenin 10 dolarına el koyarız. 100 dolar getiren ancak 90 dolar geri götürür." Merkez Bankası şimdi korkmaya başladı... Ya döviz girişi şu veya bu nedenle yavaşlarsa... Ya döviz fiyatı tırmanmaya başlarsa... O zaman enflasyon nasıl dizginlenir?Birilerinin yaptığı hesaba göre bir ülkede kısmi dolarizasyon varsa, (insanlar tasarruflarının bir bölümünü dolara bağlıyor, dolarla borçlanıyor,dolarla alışveriş ediyorsa) o ülkede döviz fiyatının yüzde 10 artması, enflasyonun yüzde 3 artmasına yol açar.Merkez işte bu hesaptan korkarak, halkımıza, "Dövizle borçlanmayın... YTL mevduatına geçin" diyor. Böylece döviz fiyatlarındaki olası bir artışın enflasyonu tırmandırma gücünü kırmaya çalışıyor.Bunu sağlamak için de "Bir şeyler pişiriliyor"... Bazı tedbirlerin alınması için "kamuoyu oluşturulmasına" çalışılıyor.Anlaşıldığı kadarıyla geçen hafta Merkez Bankası'nın düzenlediği dolarizasyondan geriye dönüş konferansında eski IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'e bu amaçla bir konuşma ısmarlanmıştı.Ama Fischer, "ısmarlayanların bekleyişlerine ters mesajlar" verdi. "Türkiye'nin hedefi Avrupa Birliği'ne tam üyelik ise, bunun yolu "tam dolarizasyondan" (yani Avrupa Para Birliği'ne girerek euro'yu kabulden) geçer. Kısmi dolarizasyonun nedeni "cari açığın" (döviz açığının) büyüklüğü nedeniyle YTL'ye güvenin yok olmasıdır" dedi. Döviz enflasyonu belirliyor Özel sektörün dövizle borçlanması, halkın tasarruflarını dövize bağlaması cari açığın (döviz açığının) sebebi değil, neticesi.Dövizle borçlanma, döviz mevduatı hiç de normal değil ama, cari açığın (döviz açığının) giderek büyüdüğü bir yapıda, Merkez Bankası'nın işini kolaylaştırıyor. Özel sektör dışarıdan yüzde 6-7 faizle borçlanarak döviz getirmese bu dövizi Merkez Bankası bulmak zorunda kalacak. Döviz getirerek bozdurana yüzde 21 faiz ödeyecek. Devalüasyon riskini kamu taşıyacak. Halk, tasarruflarının bir bölümünü döviz olarak mevduat hesabında tutmasa, veya döviz mevduat hesapları bir şekilde çözülse, dövizdeki bir dalgalanmada dövize kayabilecek vadesiz ve kısa vadeli YTL fonların miktarı artacak. guras@milliyet.com.tr Sorun: Cari Açık