Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Adana’nın Aladağ ilçesindeki Meydan Yaylası’nın bakkalı, dükkanı kapatmaya karar verdi. On beş gündür bir paket "Sana" yağı satamadı. Meydan Yaylası, Toroslar’ın tepesinde dağınık bir yerleşim bölgesidir. Yaz aylarında nüfus on bine çıkar. Kış aylarında iki bine düşer. Yaylaya dağınık biçimde yayılan evlerde yaşayan köylüye hizmet veren tek bir bakkal dükkanı var. Bu bakkal Adana’dan yağ, tuz, şeker, sigara getirir. Köylüye satar.

Arkadaşım, eski DPT uzmanı, eski Adana milletvekili Erol Çevikçe anlattı, "İki gün önce Aladağ’dan Adana’ya otomobil ile giderken yolda vasıta bekleyen bir vatandaşı otomobile buyur ettik. Meydan Yaylası Muhtarı Mevlut Aşık imiş... Ne var ne yok muhtar deyince, içini boşalttı. Muhtar diyor ki, bizim yaylada son iki yılda, son bir yılda değişen bir şey yok. Nüfus, aynı nüfus. Gelir, aynı gelir. İnsanlar aynı insan. İnsanlar aynı işi yapıyor. Aynı parayı kazanıyor. Aynı şekilde yaşıyor. Tek bir bakkal var. Bakkal Adana’dan ayda beş kutu Sana yağı, bir çuval tuz, yüz koli sigara, iki çuval toz şeker getirerek köylüye satıyor. Daha doğrusu satıyor idi... Bakkal on beş gündür ağlıyor. Sana yağını bile alan yok diyor."

Köylü bir süredir işi gücü bıraktı... Sabahtan akşama televizyon başında şaşkın şaşkın olan biteni izliyor. Derviş geldi, Derviş gitti. Ecevit merdivenden indi, merdivenden çıktı. Döviz fiyatı indi, döviz fiyatı bindi. Program hazırlandı, hazırlanmadı. Dışarıdan para geldi, gelmedi...
TV’yi seyrederek morali bozulan köylü "du bakalım n’olacak" havasına girip, üç kuruşunu bile harcamaz oldu. Rezalete bakın yıllardır alıp yediği "Sana" yağını bile almıyor.
Meydan Yaylası’nda kimsenin dolarla, borsayla, dövizle, hükümetle işi yok ki... Kimsenin geliri, masrafı dünden bugüne değişmedi ki... Değişen memlekette estirilen "felaket havası"... Köylü felaket bekleyişine girdi.

Kahveye girdim... TV izleyen köylülerle çay içtim... Allah için iyi bir söz, iyi bir haber yok. Her konuşan devlet adamı da, hoca da moral bozuyor. Dayanamadım... Kahvedekilere "Bana bakın dedim... Ölmüşüz de biri gelsin bizi gömsün diye bekler duruma düştük... Yavuuu... Bizim dövizle işimiz ne?.. Bizim borsa ile işimiz ne?.. Biz fasulye, tarhana, nohut fiyatını biliriz. Biz koyun, inek fiyatını biliriz. Döviz arttı, borsa düştü diye sizin cebinizdeki para mı azaldı da Sana yağını yemez oldunuz?.. Yemeğe tuz atmaz oldunuz? Derviş para getirse size ne yazar? Televizyonun karşısına geçip Derviş para getirecek mi diye dertlenmek ne işe yarar? Kalkın gidin işinize... diye bağırdım. Söylendim... Ama bir faydası olmadı. Kimse yerinden kıpırdamadı... Gözlerini TV ekranına dikmiş arada bir oofffff offff çekip dertleniyorlar.
Bu durumda köy bakkalının kurtulmasının mümkünatı yok... Kapatacak dükkanı... Bu köylü bu moralle daha bir süre yağ da almaz, tuz da almaz... Millet krizden değil kahırdan ölecek...
İşte böyle sayın okuyucularım... Bugün köyden haberler... Yarın şehirden haberlerim var...