OTURDUKLARI evlerde nakış işleyen bacılarım, kazak ören analarım siz de "Vergi Reformu"ndan nasibinizi aldınız. Kısacası yandınız!.. Ya Maliye kapısında, ya belediye kapısında sürüm sürüm sürüneceksiniz. Kapılardan kapı beğeniniz...
Analarım, bacılarım... Ben size iki kapının farkını anlatayım da iki kapıdan birini seçip, şimdiden sürünmeye başlayınız.
Vergi Reformu ile Gelir Vergisi Kanunu'nun değişen maddelerinden biri de 9'uncu maddesi. 1 Ocak 1999 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik, nakışçı bacılarımla kazak ören analarımı ilgilendiriyor.
Gelir Vergisi Kanunu'na göre her kim ki ister evinde, ister sokakta, ister dükkanda bir şey üretip satar, vergi verir. Az verir, çok verir.
Özel maddeye göre her kim ki, (hariçten işçi almamak ve de makine kullanmamak kayıt ve şartı ile) oturduğu evde, havlu, örtü, çarşaf, kilim, halı, çorap dokur, kazak örer, dantel, nakış yapar, hasır, sepet, süpürge, yapma çiçek, ip yapar ve de bunları satar, (1) Ya "Basit usul"de, sattığı malın değerinin yüzde 15'i ile, yüzde 40'ı arasında vergi verir, (2) Ya da, belediyeden her yıl Esnaf Muaflığı Belgesi alıp, bu belgenin yükünü taşır. O zaman "Basit Usul"de vergilenmekten kurtulur. Kafaları karıştırmamak için önce şu "Esnaf Muaflığı Belgesi" nedir, onu anlatayım... Evde nakış işleyen bacım ile, kazak ören anam yollara düşecek... Evlerinin bulunduğu şehirdeki Esnaf Odası'nı bulacak. Esnaf Odası'na kendilerini üye olarak kaydettirecek. (Bu kayıt öyle "şıppp" diye olacak kayıt değil... Nüfus kağıdı, ikametgah kağıdı, temiz kağıdı, sekiz resim, iki şahit falan lazım...) Tabii kayıt parası ödeyecek. Yıllık aidat verecek. Oradan bir belge alacak. Sonra belediyeye gidecek. Belediye Gelirleri Kanunu'nun 84'üncü maddesine göre belediye veznesine 12 milyon lira para yatıracak. Sonra dilekçe verecek. Dilekçeye Esnaf Belgesi'ni ekleyecek. Ve de bir yıl için (her yıl tekrar yenisini almak zorunda olduğu) Esnaf Muaflığı Belgesi'ni alacak.
Bitmedi... Bu andan itibaren fatura toplama sorumluluğu başlıyor. Bacım ve anam, kimden ne alırlar ise ipliğin, tığın, şişin, vesaire vesairenin belgelerini muntazaman toplayıp, dosyalayacak.
Yıl içinde kapısı çalınıp, kapının önünde iki adam görüldüğünde sakın ola kormayacak. Çünkü Vergi Usul Kanunu'na göre yıl içinde Maliye'nin yoklama elemanları ile, belediye zabıtaları ya kendi başlarına ya da beraberce "ev denetimine girebilirler"... Aman bacım, aman anam... Sakın ha, "Biz yabancı erkekleri eve sokmayız" diyerek kafa tutmayınız. Sakın ha, yanlış fatura toplamayınız. Eksik belge göstermeyiniz. Yoksa başınız belaya girer... "Esnaf Muaflığı Belgesi" iptal olunur.
"Ölümlerden ölüm beğen" derler ya... İşte o misal... Diyelim ki, Esnaf Muaflığı Belgesi almadınız... Diyelim ki, Esnaf Muaflığı Belgesi iptal edildi... N'olacak? Çok şeyler olacak...
Evde nakış işleyen bacım ile kazak ören anam Maliye'nin kapısında sürünecek... Gelir Vergisi Kanunu'nun genel hükümlerine göre, "Basit Usul"de vergi mükellefi haline gelecek. Basit Usul'de hesapladıkları vergileri Maliye'ye yatırmadıkları için Maliye yetkilileri onlar için gelir takdirinde bulunacak. Gelir takdirinin miktarına göre de yüzde 15 ile yüzde 40 oranında vergi kesilecek. Vergiyi zamanında ödemediklerinden vergi kaçakçısı durumuna düşecek. Cezalı vergi ödeyecek. Hem gecikme cezası ve hem de gecikme faizi verecek.
Ey benim fakr u zaruretten evlerinde nakış işleyerek üç beş kuruş kazanmaya çabalayan bacım, ey benim kazak örerek ilaç parasını çıkaran anam... Haydi bakalım... Oturmayınız... Yarından tezi yok sokaklara düşünüz... Size söyleneni, sizden istenileni sesinizi çıkarmadan yapınız... Benim "solcularım"ın "Vergi Reformu" böyle olur.
Benim solcularım her şeyi ters yapar... Zenginden vergi alacağız derken, zengini bırakıp, nakış işleyen bacımız, kazak ören anamız, şiir yazan, resim yapan biraderimizle uğraşır.