Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Enflasyonun aşağıya inmesi için piyasadaki para miktarının azaltılması gerekir. Ama piyasadaki para miktarı azaltılır ise faizler yukarı çıkar. Faizler yukarı çıkar ise, enflasyonu aşağıya çekmek zorlaşır.
İşte bunun için Merkez Bankası'nın "para" politikası çok çok önemlidir. Sayın okuyucularıma Merkez Bankası'nın para politikasının ne olduğunu anlatacağım. Anlatayım ki, Merkez Bankası'nın piyasaya nasıl para çıkardığını, faizlerin yükselmesini nasıl kontrol ettiğini sayın okuyucularım izleyebilsinler.
(1) Merkez Bankası "Banknot Matbaası"nı işleterek piyasaya istediği kadar para çıkarabilir. Ama bunu yaptığında enflasyon şahlanır.
(2) Bunun için Merkez Bankası dört yıl önce kendi kendini bağlayan bir karar aldı. Merkez Bankası'na ne kadar döviz gelir ise, piyasaya o kadar Türk Lirası çıkaracağız diyerek politikasını açıkladı.
Bunun bir başka adı "Döviz Karşılığı Türk Lirası"dır. Bu sistem şöyle işler. Kim ki Merkez Bankası'na döviz satar. Merkez Bankası Türk Lirası öder. Piyasaya para çıkar. Kim ki Merkez Bankası'ndan döviz alır. Karşılığında Türk Lirası öder. Piyasadan para çekilir.
(3) Piyasadaki para miktarını sadece dövize bağlamak kontrolü tamamen kaybetmek demektir. Merkez Bankası'nın tamamen piyasadan çekilmesi, kısa süredeki ihtiyaçlar karşısında çaresiz kalması demektir.
Bu sorunun çözümü için de çare mevcuttur. Merkez Bankası döviz satın alarak piyasaya çıkardığı Türk liralarının yetersiz kaldığını gördüğünde, dövize bağlı olmadan banknot matbaasını işleterek piyasaya Türk Lirası verebilmelidir.
Tersine, Merkez Bankası büyük miktarda döviz satın alarak karşılığında piyasaya Türk Lirası saldığında, piyasadaki Türk Lirası bolluğunun enflasyonist etkisini önlemek için "ne kadar döviz o kadar Türk Lirası" ilkesinin dışına çıkıp, piyasadan Türk Lirası'nı çekebilmelidir.
(Burada bir ara açıklamaya ihtiyaç var. Piyasaya fazla miktarda Türk Lirası çıkar ise faizler düşer, piyasada Türk Lirası kıtlığı hissedilir ise faizler yükselir.)
(4) Bir ilke koyuyoruz: "Ne kadar döviz, o kadar Türk Lirası" diyoruz. Sonra da, Merkez Bankası ihtiyaç halinde piyasadaki parayı ayarlayabilir diyoruz. İyi de... O zaman "Ne kadar döviz o kadar Türk Lirası" ilkesi işlemeyecek demektir!
İşte bunun da "sigortası" var. Merkez Bankası piyasaya müdahale için (döviz karşılığı piyasaya çıkan Türk Lirası'nı azaltmak veya artırmak için) bir "koridor" belirler. Şimdilerde Merkez Bankası'nın benimsediği koridor, -1.0 katrilyon lira ile -1.40 katrilyon lira arasındaki alandır. Demek ki Merkez Bankası'nın şimdilerde 400 trilyon liralık bir parayı piyasaya sürme veya çekme imkanı vardır.
15 Şubat 2000'de döviz karşılığı Merkez Bankası'nın piyasaya sürdüğü para 5.4 katrilyon liradır. Merkez Bankası 1.2 katrilyon lirayı piyasadan çekmiştir. Parasal tabanı (piyasadaki para miktarını) 4.2 katrilyon lira olarak ayarlamıştır.
Merkez Bankası gerekli görür ise, piyasadan çektiği parayı 1.4 katrilyon liraya kadar artıracak veya 1.0 katrilyon liraya kadar düşürebilecek demektir. İşte son günlerde tartışılan "1.2 katrilyonluk parasal tavan sınırı" budur.
(5) Merkez Bankası'nın dört yıldır uyguladığı bu politikayı IMF de beğendi. Ve de IMF'nin son anlaşmasına bu uygulama şekli "IMF şartı" olarak girdi. Bunun teknik adı "Parasal Taban"dır. Teknik anlatımda "Parasal Taban" Merkez Bankası'nın döviz satın alarak piyasaya çıkardığı Türk Lirası ile, para basarak piyasaya çıkardığı Türk Lirası toplamından ibarettir. Bir başka anlatımla "Parasal Taban" denilen şey Merkez Bankası'nın emisyon rakamı ile, Merkez Bankası'nda bankaların tuttukları serbest mevduat hesabındaki paranın ve bankaların kanuni karşılık olarak Merkez Bankası'na yatırdıkları paranın toplamından ibarettir.
(6) Yıl başında "Parasal Taban" (Merkez Bankası'nın piyasaya salıverdiği Türk Lirası toplamı) 3.9 katrilyon lira idi. O tarihte Merkez Bankası döviz satın alarak piyasaya 4.8 katrilyon Türk Lirası çıkarmıştı. Fakat piyasaya döviz satın alarak çıkardığı paranın fazlalığını görerek 0.9 katrilyon Türk Lirası'nı piyasadan çekmişti. Piyasada 3.9 katrilyon lira para bırakmıştı.
(7) 15 Şubat 2000 tarihinde "Parasal Taban" (Merkez Bankası'nın piyasaya saldığı para miktarı) 4.2 katrilyon liradır. Merkez Bankası 15 Şubat 2000 tarihine kadar döviz satın almak suretiyle piyasaya 5.4 katrilyon lira Türk Lirası çıkarmıştı. Bunun fazlalığını görerek piyasadan 1.2 katrilyon lira para çekmişti. Piyasada 4.2 katrilyon lira para bırakmıştı.
(8) Acaba Merkez Bankası piyasanın para miktarını nasıl belirliyor? Neden yılbaşında piyasadaki para 3.9 katrilyon lira iken 15 Şubat 2000'de 4.2 katrilyon lira oldu? Bu sorunun cevabı şudur: Piyasadaki para miktarının yeterli olup olmadığının göstergesi faiz oranlarıdır. Faiz gereğinden fazla düşüyor ise para bol demektir. Faiz tırmanmaya başlamış ise piyasadaki para yetersiz demektir. İşte bu durumda Merkez Bankası önce para sıkıntısını hissedenlerin döviz bozdurmalarını bekler. Bakar ki bozdurulan döviz karşılığı çıkarılacak Türk Lirası piyasanın ihtiyacını karşılamıyor. O zaman piyasaya para sürer. Piyasadan çektiği paranın bir kısmını geri salıverir.
İşte Merkez Bankası böyle bir "para politikası ile" enflasyonu kontrol ediyor. Faiz oranlarını böyle koruyor.


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr