Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Milattan sonra 325 yıllarında Akdeniz kıyısında, Kaş yakınlarındaki Patara şehrinde üç kızı olan yoksul bir aile yaşıyordu. Üç kız da evlenmek istiyor fakat düğün yapacak paraları olmadığından evlenemiyordu.
Myra (bugünkü Demre şehri) piskopusu St. Nicholas onlara yardımcı olmaya karar verdi.
St. Nicolas yaşamını insanların mutluluğuna adamış bir din adamı idi. Demre'yi kıtlıktan, gemicileri kazadan, masum insanları kötülüklerden kurtarırdı.
Bir gece St. Nicholas fakir adamın evine giderek bir kese altını pencereden içeri attı ve kimseye görünmeden uzaklaştı. Yoksul aile buna çok şaşırdı ve sevindi. Ancak St. Nicholas hediyesinin çok az olduğunu düşünerek üzülüyordu. Bundan dolayı ertesi gece bir kese altını daha pencereden atıp gene kimseye görünmeden uzaklaştı. Fakat St. Nicholas henüz üç kızın da evlenmesi için yeterli altını verememişti.
Üçüncü gece, St. Nicholas gene geldi. Ama pencereler kilitli olduğundan altın kesesini içeri atamadı. Dama tırmanarak altını bacadan içeri atmayı düşündü. O akşam erken saatlerde üç kız da çoraplarını yıkamış ve kurutmak için şöminenin yanına asmışlardı. St. Nicholas altını bacadan attığından çorapların birinin içine düştü. Bu altınlar sayesinde üç kız mutlu evlilikler yapabildiler ve çok iyi bir yaşam sürdürdüler.
St. Nicholas ölünce denize yarım saat uzaklıkta olan "Kale" bucağının yakınındaki tiyatronun bulunduğu yere gömüldü.
1087 yılında Cenevizli korsanlar lahdi açtı. St. Nicholas'ın kemiklerini İtalya'ya taşıdı. Bari'de adına inşa edilen bir lahit, ziyaretgah haline getirildi.
St. Nicholas'ın namı bu tarihten sonra Batı'da yayılmaya başladı. Adına birçok kilise inşa edildi.
17. yüzyılda Amerika'ya göç eden Hollandalılar sevgili azizleri St. Nicholas'la ilgili inançları ve adetleri de Amerika'ya taşıdı. Hollanda dilinde "Saint Nicholas"ın ismi "Sinterklaas" diye yuvarlayarak söylenir. Amerika'ya göç eden Hollandalıların bu söyleyişleri zamanla "Santa Claus" halini aldı.
Biz "Santa Claus"a, "Noel Baba" diyoruz.
"Noel" ve "Christmas" kelimeleri, 24 Aralık "gecesi" ve 25 Aralık "günü" için kullanılan eş anlamlı kelimelerdir.
25 Aralık paganların kış dönümünü kutladıkları bir tarihti. Paganların Hıristiyan dinine geçişini kolaylaştırmak arayışındaki kilise, Hıristiyanların 6 Ocak'taki İsa'nın beden alışı (doğumu) kutlamalarını milattan sonra 354 yılında 25 Aralık tarihine çekti. 24 Aralık gecesini kutsal gece ilan etti.
24 Aralık gecesi ve 25 Aralık günü "Noel" ve "Christmas" olarak daha sonraki yıllarda isimlendirildi. Noel kelimesi, latin dilinde İsa'nın beden alışı anlatılıken kullanılan "nativitatis / natalis" kelimesinden "derive" oldu. Hıristiyan kiliselerinde ekmek ve şarap ayinine verilen isim olan "mass" ile, İsa'nın isminin "Christ"in bir araya gelmesi ile de "Christmas" kelimesi ortaya çıktı.
Pataralı St. Nicholas'ın kişiliği üzerine oluşturulan "Noel Baba" imajının Norveçli mitolojik tanrı Vodan'ın imajından kaynaklandığı söylenir. "Noel Baba" bu anlatıma göre Vodan gibi beyaz favorili, beyaz atıyla dünyanın etrafında uçabilen kutsal bir kişidir.
Bir başka anlatıma göre ise Noel Baba'nın 8 ren geyiği tarafından çekilen uçan araba imajı William Gilley'in bir çocuk şiirinden kaynaklanır.
Bugün yaygın biçimde kullanılan Noel Baba çiziminin yaratıcısı İsveçli Haddon Sundblom isminde bir ressamdır. Coca Cola firması için çalışan Sundblom, daha önce farklı biçimde resmedilen Noel Baba'yı 1931 yılında sempatik bir ihtiyar olarak çizdi. Coca Cola renklerini simgeleyen beyaz şeritli kırmızı elbiseler giydirdi.
Bu reklam çizimi o kadar başarılı oldu ki, ilandaki yaşlı ihtiyar Noel Baba tipi olarak klasikleşti. Kışın içilmeyen ve içindeki "koko" maddesi nedeniyle çocuklara içirilmeyen Coca Cola çocukların içkisi oldu. Yaz kış içilir hale geldi.
25 Aralık'taki gün dönümü Hıristiyanlıktan önce de Avrupa kıtasında yaşayan güneşe ve putlara tapan insanların birbirlerine hediye verdikleri, birlikte eğlendikleri bir gündü. Bu hediye adeti Noel - Christmas ile sürdürüldü.
Hıristiyanlıktan önceki dönemde, çok tanrılı dinlere inananlar gün dönümünde, giderek gücünü kaybeden Güneş Tanrısı'na, yeşil yapraklar sunarlardı. Hiç ölmeyen yeşil yaprakların Güneş Tanrısı'na güç vereceğine inanırlardı. Yeşilliği hiç ölmeyen çam ağacı bu özel günün sembolü oldu. Batan güneşi uğurlamak için yakılan ateşler, çam ağacının ışıkları haline geldi.
24 Aralık gecesi çam ağaçları süslenir, ışıklandırılır. Var ise şöminenin içine, şömine yoksa duvara çoraplar asılır. O gece iyiliksever Pataralı St. Nicholas (Santa Claus) kırmızı elbiselerini giyer başına kukulatasını geçirir ve 8 ren geyiği tarafından çekilen kızağına kurulur. Göklerde uçarak her eve uğrar. Çorapların içine para, şeker koyar. Çam ağacının altına hediye paketleri bırakır.
Hıristiyanlar inançlarına göre gece yarısı da dua eder. Ertesi sabah çocuklar uyandıklarında asılı çoraplar içindeki paraları, çikolataları ve çam ağacının altındaki hediyeleri bulur. Gece Noel Baba bacadan girmiş evdekileri sevindirmek için hediyelerini bırakmıştır.