Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

7 Mayıs Çarşamba akşamı Washington’da ilginç bir tartışma ortamında bulunma şansımız oldu.
Dün gerçekleştirilen yıllık Sabancı Konferansları’nın 4’üncüsü nedeniyle Washington’da bulunan Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Aykaç, öğretim üyeleri ile Türkiye’den gelen misafirler için düzenlenen bir akşam yemeğinde, ABD’nin bir numaralı gündem konusu başkanlık seçimleri ağırlıklı olmak üzere, ABD iç ve dış siyasetindeki gelişmeler tartışıldı.
ABD’deki seçimin olası sonuçlarının ABD dış politikasını ve Türk-Amerikan ilişkilerini nasıl etkileyebileceği konuşuldu.
Yemek sonu düzenlenen paneli, Brookings Enstitüsü’nün ABD-Avrupa Merkezi Direktörü Daniel Benjamin yönetti. Brooking Enstitüsü’nün ABD dış politikası uzmanlarından Philip Gordon başkanlık seçimlerinin dış politika üzerindeki etkilerini yorumladı.
William Galtson, Demokrat kanatta başkan adayları arasındaki yarışı değerlendirdi. Washington Post gazetesinin Beyaz Saray muhabiri Michael Abramowitz ise, Bush sonrasında Cumhuriyetçilerin neler yapabileceğini yorumladı.

Obama önde gidiyor
William Galtson, şimdilerde ABD’de herkesin kafasındaki üç sorudan söz etti. Ve bu üç soruyu cevapladı.
1) Soru: Demokrat partinin başkan adayı Hillary Clinton mı, yoksa Barack Obama mı olacak? Cevap: Bugüne kadar alınan oyların sayısı gösteriyor ki, Clinton’un şansı kalmadı. Demokratların başkan adayı Obama’dır.
2) Soru: Seçimlerde Obama, Cumhuriyetçilerin adayı John McCain’e karşı ne yapabilir? Seçimi kazanabilir mi? Cevap: McCain tecrübeli ama yaşlı. Obama tecrübesiz ama genç.
3) Soru: Obama seçimi kazanırsa, ABD dış politikasında çok büyük değişiklik olur mu?
Cevap: Irak, İran, Afganistan politikalarında Obama‘nın politikaları McCain’inkinden farklı. Örneğin McCain’e göre ABD Irak’ta istikrarı sağlayamadığı sürece asker bulundurmak zorunda. İstikrar sağlanabilirse bu defa da istikrarı korumak için askerleri çekmemesi gerekir. Obama’ya göre, istikrar sağlansın sağlanmasın, ABD, askerlerini bir an önce Irak’tan ve Afganistan çekmelidir.
Mc Cain’e göre, İran ile görüşmeye gerek yok. Yaptırım uygulanmalıdır. Obama’ya göre, İran sorunu görüşmeyle çözülebilir.

Türkiye gündemde değil
Acaba Obama‘nın başkanlığı ABD Türkiye ilişkilerini nasıl etkileyebilir?
-  Bugüne kadar ABD yönetiminin bağımsız bir Türkiye politikası olmadı. Türkiye politikası, Ortadoğu politikasının bir parçası durumunda oluştu. Obama’nın kısa sürede olmasa da belli bir süre sonra bağımsız bir Türkiye politikası oluşturması beklenebilir.
-  Bugün için Irak’ta Kürt bölgesi istikrar sağlanabilen tek bölge. Demokratik yönetim vaat ediyor. ABD yanlısı politika güdüyor. Bu durumda Obama’nın da Kürtleri desteklemesinden doğal bir şey olamaz.
-  McCain Ermeni soykırımını reddederken, Hillary ve Obama Ermeni soykırımını kabul ettiklerini açıkladılar. Açık anlatıyla, Kürt ve Ermeni sorunlarında Obama’nın yaklaşımı Kürtlerden ve Ermenilerden yana olacaktır.
Biz Türkiye’den ABD’yi izlerken genelde sadece ekonomide olan bitene bakıyoruz. ABD’de konut kredilerinden kaynaklanan krizin ve finans kuruluşlarındaki zararın faturasına bakarak pozisyon almaya çalışıyoruz. Amerika’da ise başkan adayları arasındaki yarış ekonomideki sorunların önüne geçmiş durumda. Amerikalılar yaşanmış bir krizin faturasını kabullenmişler. Geçmişi bir yana bırakarak geleceğe kilitlenmişler. Geleceği ise seçilecek başkanın uygulayacağı dış politika ile ekonomi politikası belirleyecek. O nedenle herkes kendi inandığı, güvendiği kişinin başkan seçilmesini istiyor.