Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Halkımızın "tüpgaz" adını verdiği LPG (likit gazın) litresi benzin istasyonlarından taksicilere (ve de özel otomobil sahiplerine) 200 bin liradan satılıyor. Benzinin litresi ise 600 bin lira. (Rakamları anlatım kolaylığı için yuvarlayarak kullanıyorum.) Bir litre tüpgaz benzin istasyonunda yaklaşık 200 bin liraya satılırken bunun içinde yüzde 40 KDV var. KDV litrede yaklaşık 60 lira ediyor. İstasyon işletmecisi de litre başına 16 bin lira pay (masraf ve kar) alıyor. Bir litre benzin yaklaşık 600 bin liraya satılırken, bunun içinde yüzde 17 KDV var. KDV litrede yaklaşık 90 bin lira ediyor. İstasyon işletmecisi de litre başına 30 bin lira pay (masraf ve kar) alıyor.
Bu ticaret devlet babayı çok mu çok üzülüyor. Çünkü:
(1) Dünyada petrol fiyatları hızla artarken devlet baba petrol ve tüpgaz fiyatını artırmamak için vergiyi azaltıyor. Halbuki devlet babanın en önemli vergi kaynağı petrol ve petrol ürünleri üzerindeki "Akaryakıt Tüketim Vergisi".
(2) Akaryakıt Tüketim Vergisi yanında bir başka vergi kaynağı da akaryakıttan alınan KDV. Fakat akaryakıt satış istasyonları petrol ve tüpgaz satışlarından topladıkları litre başına 60 bin lira, 90 bin lira gibi önemli rakama ulaşan KDV'leri Maliye'ye yatırmıyor.
(3) Devlet babanın fakir halkın tenceresini kaynattığı, suyunu ısıttığı için ucuz tutmaya çalıştığı tüpgaz şimdilerde başka amaçlarla kullanılmaya başladı. Özellikle taksiciler (ve de açıkgöz hususiciler) 600 bin liralık benzin yerine 200 bin liralık tüpgaz ile otomobillerini yürütmeye başladı. Devlet baba, fakir halk için tüpgazı ucuza tutmak istediğinden önce tüpgaz üzerindeki vergiyi kıstı. Yetmedi kaldırdı. Yetmedi şimdi de zararına tüpgaz satıyor. Ama devlet babanın bu zarara dayanmaya gücü kalmadı.
Türkiye'de yılda 4 milyon ton dolayında tüpgaz kullanılıyor. Fakir halkımızın kullandığı ev tipi tüplerle satılan bölüm toplamının yüzde 40'ı. Yaklaşık yüzde 30'luk bölüm ise büyük tüpler içinde de dökme olarak sanayie satılıyor. Zengin evlerini ısıtıyor. Otomobillerde kullanılan tüpgaz ise toplamın yüzde 30'una ulaştı. Açık anlatımıyla 1 milyon tonun üzerine çıktı.
TÜPRAŞ ve ithalatçı firmalar tüpgazı yurtdışından tonu yaklaşık 300 dolara (şimdilerde bu fiyat artıyor) temin ediyordu. Devlet baba, iç piyasadaki satış fiyatını düşürmek için, ithalatçı firmalara "Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonu"ndan ton başına 114 dolar ödeme yapıyordu. Otomobillerde tüpgaz kullanımı artıkça devlet babanın ödeyeceği rakam büyüdü. Devlet baba, benzin ve tüpgaz fiyatlarını düşük tutmak için vergiye ve fona yapılan kesintileri küçülttükçe ve sıfıra indirdikçe, Akaryakıt İstikrar Fonu'nda para kalmadı. Tüpgazın ithal fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki 114 dolar fark TÜPRAŞ'a ve ithalatçı firmalara ödenemez oldu.
Tüpgazın ucuzluğu nedeniyle Türkiye, Norveç'ten sonra Avrupa'da "göreceli olarak" en fazla tüpgaz kullanan ülke haline geldi. Toplam yakıt tüketiminin Norveç'te yüzde 17'si, Türkiye'de 11'i tüpgazla karşılanıyor. Avrupa ortalaması yüzde 5 dolayında.
Türkiye'de ayda 330 bin ton tüpgaz tüketiliyor. Devlet baba ton başına 114 dolar "sübvansiyon" (destekleme parası / zarar karşılığı) ödüyor. Bunun Hazine'ye faturası ayda 40 milyon dolar, yılda 480 milyon dolar.
Devlet babanın petrol ve petrol ürünleri üzerindeki vergiden daha fazla fedakarlık etmesi mümkün değil. Tüpgazı zararına satması mümkün değil. Önce tüpgaza sonra benzine zam gelecek. Tüpgazın otomobillerde benzin yerine kullanımı önlenecek...
Otomobiline bin Alman markı ödeme yaparak tüpgaz tesisatı taktıranlar ne olacak? Hafıza - i beşer, nisyan ile maluldür... Yıllar önce mazot ucuz diyerek benzin motorlarını çıkarıp dizel motor taktıran taksiciler ne duruma düştü ise o duruma düşecek!..



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr