"Devrimler seferber edebildikleri halk kitleleri sayesinde yaşar ve başarıya ulaşırlar. Türkiyedeki cumhuriyet rejimi, başlangıçta halk desteğini Milli Mücadelenin askeri ve diplomatik başarısı sayesinde arkasına almış, ama sonrasında bu desteğin sürekliliğini sağlama yolunda pek bir şey yapamamıştı. Devrimi sırf ilke düzeyinde sahiplenebilecek burjuva sınıfı henüz pek zayıftı ve rejimle arası iyi değildi. Toprak mülkiyetinin büyük çoğunluğu küçük ve orta boy birimlerden oluşuyordu. (...) Birinci Dünya Savaşı sonrası koşullarında üretimin artmasıyla zenginleşme diye bir şey de söz konusu olamazdı. (...) Başta demiryolu yapımı gelmek üzere, devlet ihaleleri dışında, Ankaranın halka sağlayabileceği kitlesel bir zenginleşme fırsatı yoktu. (...) ulusun devrime bağlılığı ancak ideolojik düzeyde sağlanabilirdi. Sadece askeri başarı vardı Sayın okuyucularım, yukarıdaki anlatımı, Ahmet Kuyaşın Yeni Rejim başlığı ile Cumhuriyetin 75 Yılı isimli üç ciltlik araştırmasının girişinden aktardım.Bugün Cumhuriyetin 79uncu yılını, gene Onuncu Yıl Marşı ile kutluyoruz. Cumhuriyet çocukları, 69 yıldır, bu marşı aşacak bir marş besteleyemedi. Cumhuriyeti, 79uncu yılında, aynen 10uncu yılındaki yaklaşımla, Milli Mücadeleye ve ona ek olarak Mustafa Kemale gönderme yaparak askeri bir seferberlik havasında kutlamayı sürdürüyoruz. 1931de bu bilinçle harekete geçen rejim büyük çaplı bir propaganda ve eğitim hamlesine girişti. Amaç cumhuriyetin gerektirdiği toplumu kurmaktı. İtalya ve Sovyetler Birliğindeki rejimlerden epey esinlenen CHP, ulusal bayram günlerinin gösterişli geçit resimleriyle kutlanmasına önem verdi. Özellikle Cumhuriyetin onuncu yıl kutlamalarına pek hararetle hazırlanıldı. Kutlamalar görkemli oldu. Ulusun rejimle kucaklaşmasını simgeleyen bu kutlamalar, başka bir meşruluk temeli oluşmamış olduğundan, Milli Mücadeleye gönderme yapılarak, askeri bir seferberlik havasında tasarlandı. Cumhuriyetin başarıları, meşhur Onuncu Yıl Marşında da, açık alınla çıkılan savaşlar biçiminde anlatıldı. Günümüzde de süren bu yaklaşım, ulusçuluğun parçası olarak vatandaşlara haklı bir övünç aşılamakla birlikte, devrimin Kurtuluş Savaşının gölgesinde kalmasına neden olarak, cumhuriyetin gerektirdiği vatandaşın eğitilmesi sürecinde önemli bir zaaf yarat." Halk kitlelerini eğitemedik Eğitim sistemini ve öğretmenlerimizin başarısızlıklarını eleştirmekten kaçındık. Atatürkçü eğitim sistemi ile Atatürkçü öğretmenlerin yetiştirdiği 67 milyonun büyük çoğunluğu hâlâ Cumhuriyet devrimlerini anlayamamış, medeniyet ve üretim gayreti içine girememiş ise eğitim sistemi ve öğretmenlerin büyük suçu var demektir. 79uncu yılı gene askeri törenler, geçit resimleri, fener alayları ve de 21 pare top atışı ile kutlamaktan başka bir şey yapamayacağız. Haydi bakalım hep birlikte Onuncu Yıl Marşını söyleyelim... 69 yıldır bu halk Onuncu Yıl Marşını söyler... Döner döner aynı marşı söyler!.. guras@milliyet.com.tr Sayın okuyucularım, Cumhuriyet devrimini yaşatacak ve başarıya ulaştıracak halk kitlelerini eğitemedik. "Devrimler seferber edebildikleri halk kitleleri sayesinde yaşar ve başarıya ulaşır. Milli Mücadelenin askeri ve diplomatik başarıları sayesinde halk desteğini arkasına alan cumhuriyet rejimi, zamanla bu desteği kaybetti. Devrimleri sahiplenecek burjuva sınıfı oluşamadı. Güçsüz burjuva sınıfı da, güçsüz halk toplulukları da, üretime yönelecek yerde zenginleşmenin kaynağını sadece Ankarada gördü. Ankaranın ise dışarıdan alıp içeride dağıtmaktan, içeride birinden alıp, ötekine vermekten başka kaynağı olmadığından devamlı borç batağında çırpındı. Gelir dağılımı bozuldu.