(1) Yirmi banka piyasadan çekildi. Fona geçen ve kredi musluklarını kapatan yirmi bankadan çok sayıda müteşebbis kredi kullanıyordu. Fon yönetimi sadece kredi musluklarını kapatmakla kalmadı, kredi bakiyelerini de küçültme arayışına girdi.Bu yirmi bankadan kredi kullanan işadamının kısa sürede bir başka banka ile benzer ilişki içine girmesi imkansızdır. Bu müteşebbislerin çarkları durdu. Bu müteşebbislerin çarklarının tekrar çalışması için çarkların yağlanması zorunluğu var. Ama buna imkan yok. Bu zaman alacak. Hele hele ekonominin bugünkü durumunda bu müteşebbislerin yeni bir bankadan kredi kullanmaları çok zor. Piyasa çalışsın diye bekliyoruz ama "yağ" olmadan piyasanın çalışmayacağını, piyasadaki yavaşlamanın ana nedenlerinden birinin de piyasanın "yağ"sız kalması olduğunu çok kimse anlayamıyor. Piyasa denilen şey, üretmektir, almaktır, depolamaktır, satmaktır. Bu işlemler gerçekleşirken piyasada "çark"lar döner. Çarklar "kuru kuru" dönmez. Bu çarkları döndürenler çarklara devamlı "yağ" dökerler. Böylece çarklar "tıkır tıkır" işler. Çarkların tıkır tıkır işlemesine imkan veren, çarkları yağlayan sistem çöktü. Vadeli çekin sonu geldi Kanunda değişiklik yapıldı. Karşılıksız çekte "hapis" cezası kaldırıldı. Bu değişiklik "vadeli çek"in sonu oldu.(3) Bono (borç senedi) uygulaması zaten kaybolmak üzere idi. Bononun ödenmemesi halinde alacaklının haklarını "hukuki" yoldan elde etme şansının zayıflığı bu önemli "ödeme aracı"nın işlemez hale gelmesine neden olmuştu.Kriz sonu bono daha da kullanılmaz oldu. Kullanılması halinde vadesi kısaldı. Bu tabloda müteşebbisin "durumu"na bakınız: Bankadan kredi kullanamıyor. Tersine bankaya para ödemek zorunda. Vadeli çek veya bono ile işlem yapamıyor. Nakit para ihtiyacı büyüdü. (2) Son yıllarda "vadeli çek" uygulaması yaygınlaşmıştı. Piyasada alım - satımda vadeli çek, "ana ödeme aracı" haline gelmişti. Çekin karşılıksız çıkması (karşılığında bankada para olmaması) halinde, karşılıksız çek yazanın hapis olma korkusu bu sistemin belkemiğini teşkil ediyordu. Ve de böyle bir tabloda, müteşebbis, üretsin, depolasın, alsın, satsın diye bekliyoruz. Piyasanın "açılmamasına" üzülüyoruz. Kriz kaynağı kuruttu (4) Şirketler "halka açılma" (hisse senetlerinin bir bölümünü halka satma) yolu ile önemli rakamlarda kaynak depolamak imkanına kavuşmuştu. Önce "iri şirketler, sonra "orta" büyüklüktekiler ve giderek "küçükler" sermaye piyasasının bu imkanından yararlanıyordu.Fakat "kriz" bu kaynağı da kuruttu. Şirketler halka açılarak para bulma imkanını kaybetti.Sayın okuyucularım, çarkların eskisi gibi dönmesi için ya bu kaynaklardan eskisi gibi piyasaya yağ dökülecek, (başka anlatım ile piyasanın ihtiyacı karşılanacak) veya kuruyan kaynakların yerine yeni kaynaklar bulunacak. Aksi halde çarklar dönmez. Dönemez. Piyasa açılamaz. guras@milliyet.com.tr Bitmedi... Piyasa çarklarını yağsız bırakan bir başka olumsuz gelişme daha var: