New York
Milliyet’in dünkü manşetinde “İstanbul’un 29 Milletin Suç Şehri” haline geldiği uyarısı vardı. Neden İstanbul böyle oldu? Neden İstanbul gibi büyük şehirlerde polis asayişi sağlamada başarılı iken İstanbul “suç şehri” oluyor? Sayın okuyucularıma New York’ta olan biteni anlatayım. Belki “Büyük Türk Büyükleri”nden okuyanlar olur da, örnek alırlar.
New York’un hangi bölgesine giderseniz gidiniz, köşe başında bir veya iki üniformalı polis görüyorsunuz. İnsanların yoğun olduğu caddelerin yol kenarında içinde iki polisin oturduğu polis otomobilleri var. Sokaklarda ışıldaklarını yakmadan polis otomobilleri devriye geziyor. Polis otomobilleri sadece görevde iken ışıldaklarını yakıyor.
İstanbul’da üniformalı polislerimiz artık devriye gezmiyor.
Dolmabahçe’de, Karaköy’de, Eminönü’nde Sultanahmet’te, Beyoğlu’nda bile köşe başında bekleyen polis göremiyoruz. Polis otomobillerinin tamamı ışıldaklarını yakarak ve tüm trafik kurallarını altüst ederek caddelerden, sokaklardan (son sürat) geçip gidiyor. Polislerimiz sadece eylemlerde ortaya çıkıyor. Büyük Türk Büyüklerine araçlarıyla eskortluk ediyor. Büyük Türk Büyükleri geçerken araçları köşe başlarını tutuyor, polisler yollara diziliyor.
NY’de polis sokakta
Bilgi için: New York’ta 34 bin üniformalı polis ve polis teşkilatının 8.839 aracı var. İstanbul’da 36 bin polis ve polis teşkilatının 9 binden fazla aracı var.
New York polisi belediye başkanına bağlı. Belediye başkanına karşı sorumlu. Maaşını belediyeden alıyor. New York’ta belediye başkanı değişti. Michael Bloomberg gitti. Yerine Bill de Blasio seçildi. Yeni başkan ilk iş olarak polis teşkilatının başına William J.Bratton’u getirdi.
Bratton, 1994 yılında belediye başkanı seçilen Rudolph Guiliani’nin döneminde polis müdürlüğü yapan ve New York sokaklarını temizleyen polis müdürü. Bir zamanlar New York, dünyanın suç oranı en yüksek şehirlerinin başında geliyordu.
1994 yılında Belediye Başkanı Giuliani polisi yeniden yapılandırmak için teşkilatın başına Bratton’u getirdi. Bratton ise New York’u yaşanır şehir yaptı.
Polise, suçluya ‘sıfır tolerans’
- Önce polis teşkilatında “sıfır tolerans” ilkesiyle polis teşkilatını temizledi. Nedir “sıfır tolerans?” New York’ta polisin görevinde en ufak hata yapmasına izin verilmiyor. Kanunlara, kaidelere, usullere, emirlere uymayan, hemen polislikten atılıyor. Acıma, af yok.
- Sonra polisi, masa başından kaldırdı. Sokağa çıkardı. Halkın içinde dolaştırdı... İnsanlar her sokakta, her köşe başında bir polisin durduğunu gördü.
- Polisler de kanuna uymayanlara karşı “sıfır tolerans” uygulamaya başladı.. Affetme, acıma yok. En ufak suç bile mutlaka ceza görüyor.
- Şehirde suçluyla mücadele, en basit suçlardan, cam kırma, trafik ihlali, duvar kirletme, hırsızlık, kap kaç suçlarından başladı. En basit suçlunun bile acımasızca cezalandırıldığını gören büyük suçlular ayaklarını denk almaya başladı.
Giuliani dönemindeki başarısından sonra görevden ayrılan, yeni başkan tarafından tekrar göreve getirilen Bratton diyor ki, “Önce polisi polis yaptım. Ve New York’ta asayiş, huzur, güven sağlandı. Bundan sonra New Yorklunun polisi “benim polisim” diye sevmesini sağlayacağım.
Sonuç: Ben de polisin, “benim polisim” olmasını istiyorum. İşte o zaman İstanbul’da asayiş düzelecek, güven ortamı oluşacak.