Program açıklanmadı, bütçe hazırlığı gecikti... (1) Açıklanmasa ne olur, gecikse ne olur? (2)Açıklanmaması ve gecikmesi kimin derdi? Neden bazı kimseler “vır vır ediyor ki?..” (3) Bekleyenler neyi bekliyor? (4) Programın açıklanması ve bütçe hazırlığı neden gecikiyor?
- Ekonominin temeli üretimdir. Üretim olacak ki, insanlara iş imkânı ortaya çıksın. İnsanlar çalışacak, üretecek ki, gelir yaratabilsin. Gelir yaratılabilsin ki, o gelirle hükümet icra-i faaliyet eylesin, insanlar yatırım yapsın, tüketim yapsın, açlar karnını doyursun, çocuklar iyi okullarda okusun, daha iyi hastane, daha iyi yol olsun... Refah olsun...
- Yatırım, üretim, tüketim zinciri ‘yumurta-tavuk/tavuk-yumurta’ ilişkisine benzer. Eldeki yumurtaları kırıp yerseniz, tavuk çıkaracak yumurta bulamazsınız. Hepsiyle civciv çıkarmaya kalkarsanız, aç kalırsınız. Ne kadarını yiyeceğinize, ne kadarıyla civciv çıkaracağınıza karar vermeniz gerekir.
- İktidarlar her yıl, önce ellerindeki imkânı belirlemek için o yılın milli gelirini tespit ederler, sonra da bu milli gelirin ne kadarının yatırıma ne kadarının tüketime ayrılacağına karar verirler. Bu çok önemli bir karardır. Buna “ekonomi politikası” denilir. Bu politika “program” belgesiyle açıklanır. “Bütçe” ile uygulamaya konulur.
Tüketim mi, yatırım mı?
- Şimdi bizim arayışımız ‘2010 Yılı Ekonomi Politikası’nı belirlemek.’ Bunun için öncelikle 2010 yılında bu ülkenin milli gelirinin ne olduğunu bilmek gerekiyor.
- 2008’de milli gelir 950 milyar TL idi. Bundan hareketle, önce 2009 yılının, daha sonra da 2010 yılının milli gelirini tahmin etmek zorundayız. Bu tahmini yapabilmek için (1) 2009’da milli gelirin ne kadar büyüyüp küçüldüğünü, (2) 2009’da milli geliri şişiren fiyat endeksinin (milli gelir deflatörünün) ne olduğunu bilmemiz, (3) 2010 yılı için büyüme/küçülme tahmini yapmamız gerekiyor. Diyelim ki, 2009 yılında milli gelir fiyat deflatörü yüzde 8, küçülme yüzde 8 olacak. Açık anlatımıyla, küçülme ve fiyat artışı birbirini dengeleyecek. Cari fiyatlarla (enflasyondan arındırılmamış) 2009 yılı milli geliri de 950 milyar TL olacak.
- Bundan sonra yapılacak iş milli gelirin 2010 yılında ne olacağını tahmin etmektir. Diyelim ki, 2010 için büyüme hedefi yüzde 1, enflasyon yüzde 5 olarak belirlendi. Bu demektir ki, 2010 milli gelirimiz cari fiyatla yaklaşık 1.010 milyar TL olacak. Bu bizim öz kaynağımız.
- Yurtdışından borçlanarak bunu büyütmek istiyor muyuz? İstiyorsak, ne kadar borçlanacağız? Bu belirlenecek ve yabancı kaynak tahmini öz kaynağa eklenecek. Böylece toplam kaynak ortaya çıkacak.
Belirsizlik ekonomiyi kilitler
- İşte en önemli “ekonomi politikası kararı” bundan sonraki karardır. İktidar bu kaynağı (pastayı) tüketim ve yatırım olarak nasıl paylaştıracak? Tüketimden ve yatırımdan kimlere ne pay düşecek? Tüketime pay ayrılırsa, memur maaşları artar, piyasa rahatlar, insanlar daha çok para harcar. Ama yatırıma para kalmaz. Ekonomi büyümez. Yol yapılmaz, elektrik yanmaz, su akmaz. Yatırıma daha çok para ayırılırsa bu defa maaşlar artmaz, piyasa canlanmaz.
- 2010’da uygulanacak ekonomi politikasının temelini “Bütçe Dengesi” oluşturacak. 2010’da doların, faizin, borsanın ne olacağı, piyasanın canlanıp canlanmayacağı, insanların kişisel gelirlerinin artıp artmayacağı buna bakılarak anlaşılacak. Ekonominin oyuncuları (yatırımcılar, işadamları, ihracatçılar, ithalatçılar, tüccar, esnaf, çiftçi) bu temel göstergelere göre önlerini görmeye, geleceği tahmin etmeye çalışacak.
Bunun içindir ki, program ve bütçe geciktikçe belirsizlik sürüp gider.