Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sayın Ecevit'in cezalandırmak istediği rantiyeci kim?
Parasını harcamayıp, biriktiren ve birikmiş parasını (aracılarla) Hazine bonosuna, devlet tahviline yatıran insanlar. Halk...
Bu insanlara "Paranızı harcamaz iseniz, bonoya, tahvile yatırırsanız, size yüzde 110 faiz veririz" diyen kim?
Sayın Ecevit.
Tarlasına tohum atacak köylüye, "Tohum atar, zahmete girirsen, kaç para kazanırsın? Onun yerine bono al, tahvil al, yılda yüzde 110 faiz verelim..." diyen kim?
Sayın Ecevit.
Sanayiciye, "Yatırım yapacağın, üretim yapacağın, işçi çalıştıracağın yerde, paranı getir bono al, tahvil al. Yüzde 110 faiz ödeyelim" diyen kim?
Sayın Ecevit.
Sayın Ecevit, köylünün, sanayicinin, emeklinin parasını neden topluyor? Çünkü Ankara'nın paraya ihtiyacı var... Ankara'nın harcaması çok çok büyük... Çünkü vergiler ne kadar artırılır ise artırılsın Ankara'nın harcamasını karşılayamıyor. Ankara'nın Mercedes otomobillerine, lojmanlarına, müteahhitlerine, ihalelerine, batık bankalarına ve kredilerine para yetişmiyor... Aradaki farkı kapatmak için Sayın Ecevit'in borçlanması lazım... Devamlı borçlanması lazım...
"Sayın Ecevit borçlansın. Bu kadar yüksek faiz vermesin" diyeceksiniz... Kimse bu yüksek faizi Sayın Ecevit'in boğazına sarılarak zorla almaya kalkmıyor. Sayın Ecevit bu yüksek faizi ödemez ise, halkın parasını toplayamayacağını bildiği için faizi yükseltiyor.
Sayın Ecevit bu yüksek faiz ile halkı kandırıyor. Çiftçiyi kandırıyor. Çiftçi tarlasına tohum ekecek yerde parasını Sayın Ecevit'e faiz karşılığı teslim ediyor. Sanayiciyi kandırıyor. Sanayici, yatırım ve üretim yapacak yerde, işçi çalıştıracak yerde parasını götürüp faiz karşılığı Sayın Ecevit'e teslim ediyor.
Sayın Ecevit'in bu şekilde topladığı paraların miktarı 22 katrilyon liraya ulaştı. Yaklaşık 44 milyar dolar eder. Bu para yetmediği için Sayın Ecevit para toplamayı sürdürmek zorunda. Bu borcun vadesi gelen taksidini ve faizini ödemek için Sayın Ecevit borçlanmayı sürdürmek zorunda...
Bu yazının altında, bu sayfada bir tablo göreceksiniz. Tabloya bakınız. 1997 yılında, 1998 yılında, 1999 yılında bono ve tahvil borçlanmasında Hazine'nin ödediği faizleri görünüz. Yüzde 100'ler dolayında faiz ödeniyor. Sayın Ecevit bu faiz ile borçlanmayı sürdürüyor. Bir yıl önce eylül ayında yüzde 135 faiz ile parasını devlete borç verenler, enflasyon yüzde 64 dolayında gerçekleşince yüzde 43 dolayında reel faiz almış oluyor. Bu kadar yüksek reel faiz kimin iktidarında ödeniyor? Sayın Ecevit'in...
Bitmedi... Sayın Ecevit bu yıl ekim ayında yüzde 109 faiz ile bono sattı... Eğer gelecek yıl ekim ayında enflasyon yüzde 30'lara düşecek olur ise, bu bonolara para yatıranlar yüzde 83 dolayında reel faiz elde etmiş olacak... Paraya ihtiyacı olan, bonoyu satan, halktan parasını bonoya yatırmasını isteyen, halkın tohum ekmemesi, yatırım yapmaması, üretim yapmaması, adam çalıştırmaması, bunlar yerine parasını bonoya yatırmasını isteyen, bunun için yüzde 83 net faiz ödeyen Sayın Ecevit...
Sonra da Sayın Ecevit devamlı beyanat veriyor... "Rantiyelerin belini kırıyoruz. Pis rantiyeciler... Rantiyecilerden vergi alacağız... Rantiyecilerin üzerine ilk defa biz gidiyoruz" diyor...
Bu işte bir yanlışlık var ama... Acaba neresinde?
(Anadolu'da bir hikaye anlatırlar: "Deveye sırtın kambur demişler. Nerem doğru ki diye yanıtlamış...")
Rantiyecilere rant dağıtan, rantiyeciden yakınan Ecevit'in kendisi.