Bizi kabul etmediklerinden yakındığımız Batı dünyasında en düşük kişi başı gelir 15 bin dolar. Bizde 5 bin dolar.
Onlarda insanlar her yıl en az 15 bin dolarlık üretim gerçekleştiriyor. Bunun karşılığında 15 bin dolarlık bir yaşam çizgisinde hayat sürüyor.
Bizde insanlar bütün yıl çalışıyor (veya çalışır gibi yapıyor ve de yan yatıp uyuyor) ve de zar zor 3 bin dolarlık üretim gerçekleştiriyor. Bunun karşılığı yılda 3 bin dolarlık bir gelirin sınırlarında fakirlikten ağlaşıyor.
Onlarda enflasyon yılda yüzde 2'lerde dolanıyor. Enflasyon yılda 4'lere çıkınca hükümetler ekonomiyi derlemek için gece gündüz çalışıyor.
Bizde enflasyon hala yüzde 70'lerde dolanıyor. Şimdi değil tam on yıldır yüzde 70'lerde dolanıyor. Hükümetler bu durumdan hiç mi hiç telaşa düşmüyor. "İnşallah, maşallah" ile günler geçiyor.
Onlarda yatırımların durması, üretimin yavaşlaması, piyasanın daralması ve de işsizlik en korkulan şeyler.
Bizde devlet politikası olarak kamu yatırımları üç yıldır durdurulmuş. Özel sektör yatırım yapamıyor. Kurulu kapasiteler kullanılamıyor. İç piyasa daralmış. İhracat gerilemiş. Malını satamayan üretim yapamıyor. Yeni işçi almak bir yana işçiler çıkarılıyor.
İşte böyle bir tabloda bir koalisyon hükümeti kuruluyor. Üç iddialı parti bir araya geliyor. Bir hükümet programı hazırlanıyor. Bu programın orta dönemli hedeflerinin, kısa dönemli önceliklerinin olması gerekiyor.
Programa bakıyorsunuz: Renksiz, ruhsuz, iddiasız ve de belirsiz bir program.
Hükümet (1) Ekonomide acil sorunların çözülmesi, (2) Yapısal reformların gerçekleştirilmesi, (3) Kronik enflasyonun süratle indirilmesi, (4) İstikrarlı büyümenin sağlanması, (5) Gelir bölüşümünün düzeltilmesi, (6) Bölgeler arası gelişmişlik farkının kapatılması, (7) Kaynakların verimli şekilde kullanılması hedeflerine dönük "rekabetçi bir pazar ekonomisi anlayışında dayalı ekonomi ve mali politikalar" uygulama kararını açıklıyor.
Bu kararı almak, kağıda dökmek, kağıttan okumak kolay da, bu karar nasıl uygulamaya geçirilecek? Bugüne kadar yapılamayanlar nasıl yapılacak?
Koalisyonu oluşturan üç partinin ikisi daha önce hükümetlerde sorululuk üstlendi. O zaman yapmadıklarını, yapamadıklarını bundan sonra yeni üçüncü ortaklarıyla birlikte acaba nasıl yapacaklar?
Onlar için ne değişti? Halk için ne değişecek?
Her şeyi yapacağım diyen, hiçbir şey yapamayacak demektir... Bu hükümetin bir aylık, üç aylık, altı aylık, bir yıllık öncelikleri nedir?
Bunları bilmiyoruz. Bunlar tartışılmıyor.
Açıklanan programa bakılarak bu hükümet şunları yapacak, bunları yapamayacak demeye imkan yok. Program hiçbir yenilik getirmiyor. Hiçbir ümit vermiyor.
Ama, bu noktada bir değişiklik beklenemez. Bu program TBMM'den geçecek... "Program formalitedir, biz esas uygulamaya bakalım" diyerek ümidimizi kırmadan bekleyeceğiz. Yapacak başka şey yok...